Tırtar / İlkaşk - Mevzuherkeş onun hakkında bişiyler annadıyo aklına ğeleni, gönnünden geçeni essah mı, aslı mı var? yooooooo! yok filana “negdip yazmış” da yok filanca “isdetceğmiş” de yok şonnara “anası olabili(r) demiş” de yok falanın “gardaşıynan sıkıymış ” da yok işde falancalara “ağşam çorbası işmeye getmişler” de ötekinnerde gayfa fala bakmışlar filancalarda henk etmişler plak çalmışlar, oyun çıkarmışlar e(ğ)lenmişler hakı hakır gülüşmüşler yok eşeğe binmişler de yok işte hunnarın ba(h)çaya erik de(v)şirmeye falancaların harımdahı göğeriye getmişler armıt üleşmişler ötekinnerde bosdan yemişler, pıransaynan çökeleği çomaç etmişler sirkeli yımırtalı afıyon-temizlik salatası afıyon çapası, kelek tarlası ille de gözüme-ğözüme bakıyollar bana neyise, taha do(ğ)rusu kime ne goya ben de irenk vermeyon emme emme gel bana sor köfte oluyon işin aslı, keyfden var ya tam sekiz köşeyin taa öyle kimi de aklı sıra beni avıdıyo “-yanal almaya daş atan çoğ olu” deye “ neyimiş dee; bi ğızı bin gişi isderimiş” de “bi gişi alırımış” da “gönül kimi severse sultan oyumuş” da “Özlem de isdenmecek gız değil”imiş hani de “-ee Özlem de seni isdediğine ğöre” demeye getiriyollar akılları sıra yani “sağa-sola sataşma” demeğ isdeyollar musduğa görükdük ya hani öye ya gari biz andavallımıyız.. gasalıyoz görseniz bin goyunlu kürdoğlu ğibi demek kiyne Musduğa atdığım havayı duymuş herkeş zengin çocuğu deye belki onu goruyollar ya da bana “bak asdanım zengine çatma belanı bulusun” demeğ isdeyollar umrumdaydı sanki emme açcık da “onnara yaranmak isdeyenner, bi halt etmesin kim vurduya getmeyelim” deye de aklıma ğelmeyo deği gudursunnar dinine yanayın ne taş atannarı ga(a)le alıyon ne avıdannarı duyuyon ne cay edennere ne ıvga verennere aldırdığım mı var Allahın aşgına ne de şantacı, tehdidi dakdığım anasına satayın ta gaderde varısa elden ne ğeli akcak gan damarda duru(r) mu elinden geleni arkasına goyanın taa.. öylesine valla demirden gorksak tirene binmezdik hesabı gerşi tiren görmüşlüğümüz bile yok da şeyimden aşşa Gasımşapa emmeee! o… anası olcak cadaloz garı, o huyu guruyasıca o yok muu ooo o yok mu o! gula(ğı)na getmesin emme anası iliğimi damarımı guruduyo, cansuyumu kesiyo töbossun gan ter içinde uyanıyon o köpeğ uygusu ğibi dalıvırıyon o “-tahsılı neyimiş” deye benden uçu sormuş da “-bana demad olacağın tahsılı benim gızın tahsılından da yünsek olması gereğir” demiş de sankı kendisi ne? “boyu gakmadan şeyimi mi gakmış” demiş dee .. “-önşe gızın beğenmesi ilazım deği mi” demiş de .. “-bobası köye ğız verceğdi de neye şe(hi)re getmiş” de bobası neye köyden evlendiyse .. “-okuyan ğız köye gelin olu(r) muy muş” da san! ki okumayannar köye gelin oluyo “-bu dul ğarı mıy mış, gız oğlan ğızımış ” da .. “-onun da gursağında havası varımış” da .. “-gızının daha vahtı var”ımış da kendisi kaç yaşındaydı acabına ola allıı dovaklı gelin olduğunda neyimiş de neyimiş ne olmuş da ne gonmuş ohooo! bi dinne bin ah eşit, helbet deyecek, havası olcak da.. çok da tın hani. bilmeyon başga hiş bi zaman goca köyde sadaca bi konu bu ğadar gonuşuldu mu ne anası, ne bobası, ne de bi başgası varısa da Özlem, yoğusa da Özlem-aşşa, Özlem yokarı .. Özlem filan yerde Özlem falan yerde Özlem honnarda hinci şonnarda dün şurdaydı zabala hordaydı falanca filancalarda görmüş öteyki feşmekancalarda görmüşümüş yau sizin hiş başga işiniz galeniz yok mu arkadaş “keyfimin a(y)şa abılasımısınız” yok!! Özlem hunu demiş, Özlem bunu yemiş, Özlem böğün mor keyinmiş, Özlem saşlarını höyle daramış Özlem hu türküyü ça(ğı)rmış Özlemin dik topuğu , Özlemin uzun boyu, Özlemin çentesi, Özlemin mavı eteği, Özlemin ponturu bana ğöre de illem Özlemin gözleri, yakdı yandırdı bizleri.. parıl-parıl parıldayan gülümseyen gözleri bal süzülür gibi omuzlarına dökülen saşları, guduret vereseği hilal gaşları ay gibi yüzündehi gül gibi gamzeleri, gamzeleri…. Özlemin her şeyi, her şeyii sankı başka bişiyi gale alacan Özlem cennetten ileri.. başga hiş bi şeyi gale aldığım yok garşımda datlı-datlı gülüvürüyo Özlemin hayalı benim gözlerim parıldayvırıyo Özlem………. göz parıltılarımın kaynağı yaşama şevkimin can suyu cansuyummm! DİPNOT Sıkı: arkadaş, yoğun birliktelik - muhabbet, kardeşten ileri dostluk gızoğlan gız / kız oğlan kız : hiç evlenmemiş, bakire kız kursak: (özellikle tavuklarda karın-mide) iç anlamında havas: heves, beklenti, umut, hedef zabala / sabala : sabah, sabahleyin dik topuk: yüksek ökçeli ayakkabı ka’ale (gaileye) almak: aldırmak, aldırış etmek, umursamak, hesaba katmak anlamında |
bu ğadar gonuşuldu mu
ne anası,
ne bobası,
ne de bi başgası
varısa da Özlem,
yoğusa da
Özlem-aşşa,
Özlem yokarı
..
Sevdiğine kavuşmak isteyen köy delikanlısının ve Özlem'e
olan sevgisini kendi içinde büyütmesi öyküsü ilginç ve
romantik gelişen içsel dünyalar,arayışlar,köydeki kıskanç
insanların düşmanlık duyguları ile yaptıkları dedikodular,
Özlem'in annesinin sözleri,akıcı yöresel şive ile bambaşka
bir anlatımla yaşanmışlıkları yaşatan ve olduğu gibi anlatan
bu öyküsel şiirlerden film veya dizi yapılabilir özelliği taşıyan
dizlerinize tebriklerimle ve emeğe saygılarımla.