EN HAZİN GÜFTE...
Sarmalı aşkın en büyük isyanı belki de
Çalıp söylediğim o isimsiz şarkının Pervasızlığında iz bildiğim dengim iken Adını hatırlamadığım kim bilir kaçıncı yok oluş… Bir hezimet belli ki; aşkın öfkesine rast gelmekten İmtina eden o vakur gülüşümde saklı tuttuğum Anlık bir hezimet kadar yakıp yıksa da yeri göğü: Bir iz düşümü ve ceberut bir gölgenin Anlık yoksunluğu iken başım dönük Solumdaki nefere görünmezin indinde. Çatık kaşları hayatın hiç bu kadar yakmamıştı, Hele ki tortusu gönülsüz ayak izlerimin peşinde İken devrik bir cümleden arda kalan son hutbe. Bir nasihat annemden duyduğum: Ne bir inkâr ne sakınca; Sadece ihlali sevginin ve dokunduğum yanık teninde Kaderin bir gönül sancısı şu boş vermişliğimin Tekeline sığdırdığım en hazin güfte. Ve adımda saklı anılarım, Anlarım andığım yine de ansızın Yoldan çıkmışlığım. Ne bir detay ne de geneli Anda saklı iken hezimeti Öldürücü imgelerin En azından yitip gitmelerin nezdinde, Gönülsüz bir sırdaş olsa da sessizlik, Haznemde yığılı tevekkülden ibaretim: Bir çakıl taşı kadar dirayeti yüreğin Kanatan içten içe hele ki Dikeni gülün solgun yaprağında, Sırları sadece yüreğin izbelerinde saklı, Bencileyin, deyip de çıktığım şu yolda En asil sancı iken ölümün kekremsi tadı, Bir yanımda münafık aşkı yâd eden Söz zerrecikleri. İbaret olduğum şu beden ve ruhun işbirliği kadar İstikrarsız bir yol arkadaşlığı: Sığamazken yürek, göğüs çeperine, Yığılı cümleye yenik düştüm yine: Haykırırken sessiz çığlıklarla, Sığındığım ucu kırık kalemin soğuk nefesinde Tadarken aşkı ve hidayeti, Adsız sanrılarda gizliyim aslında, Hele ki görünmezliği kıble yapan bir gönül iken Tortusu çöreklenmiş indinde onca Gölgeli beyanatın izdüşümüne denk düşmüş En asil cümleyi söylerken sessizce: Aşkın miadı dolmaz asla Hele ki aşka âşık bir faniden ibaret ise Yol bildiğim bunca imge. |
En asil sancı iken ölümün kekremsi tadı,
Bir yanımda münafık aşkı yâd eden
Söz zerrecikleri.
Yüreğne sağlık şairem .Kutluyorum selam ve sevgiler.