Tırtar / İlkaşk (1)ÖZLEM (kokucu) “-durun bii.. len o(ğ)lum sesi kesin len biii evet epap” “-siz onu-bunu boş verin de! ben size bi bayramda başımdan geçenneri deyivireyin görün bi nassı bayram geçirmişiyin” “……” “-o aralar daha yeni yeni deliğannı oluyon olmuşu olcaa çenemde üşcücük gıl emme nerdeyse her gün traş oluyon tıraş oluyon, hamam ediyon, göt cebimden çıkarmayan aynayı ergenniğime, türlere bakıp duruyon yolda-sokakda evde, tarlada ha deyincek evden çıkamayon fira aynaya bakıp duruyon Müslüğ Ebe file gördü müydü “-len çocuuuk, seni gördüm müydü varyana başım dönüyo töbossun ha seme ğibi oluyon ged öte yanına.. ..! hunnardan file garı mı olu(r) sanıyon her şarpı yağlınanı essahdan gız mı sanıyon hinciki ğızların hiç aklı yok get namerd-ossun.. i(n)san bi türkü yakar.. “ince keyerin ince de, penbe yakışır gence i(n)san bi hoş oluyor da sevdiğini görünçe” len.. çocuuukkk.. ah.. valla ben olsam var ya, dikilirin garşına “len yeğit ben sana havasın” derin olmadı geder evinizin hanayına otura-ğorun “beni gaçırdı” deye, bi şaya! neydebilecen gözelliğise-gözelliğinen olmadı, tüfe(ği)nense tüfe(ği)nen dabancaynanısa dabancaynan .. ?! taha da olmadı cavırlığınan elden geldikleyin.. elimden geleni ardıma goman evelallah, i(n)sanın gücüne ğediyo valla hele bak hunnara bakıp da gaz gelcek yerden tavığı mı sakınacan.. Allase(verse)n.. çocuukk dediklerimi yabana atma.. ilaf osun deye demeyon valla ha len gözel çocuuuuk, gel seni bi afsınlayıvırayın maazallah göze-möze ğelisin hinci anası böbe(ği) gözünden sakıncağmış meh! ben de paçamdan vere(yim)n de anan yaksın da bi ğözel tüttürtsün.. neminazım aman ha gıyaman sana” derdi .. biz de eşek değiliz ya o keyfinen avcına bişiyler sıkışdırıdık, zamanın behrinin gederine ğöre beş-on guruş. !! “-len ğözel o(ğ)lan senden para alırmıyın len heş” dese de, guşağının arasına sokduğuma gayıl olu(r) memnin olu(r)du onun da umudu buyudu işdee! o bir arabuluculuk sevdasındaydı hep keyif bağışlardı “-madem izbar etdin Omar’ıma vereyin değilise alımıyın, ben netçen hindikten keyri parayı-marayı” de! emme ben de hani, o ğünnerde beyaz laylom sıkma (gömlek), ütülü pantul-iskarpin bobalı o(ğ)lannarda file yok valla o fors saşlar arkaya daralı ıldır ıldırıdı “arko” filen sürünüyon eller taha teneke gutulu “grem” devrindeler.. kokular demişsin cabası görün beni bii(hh) Gaşaralı poçucu, kokucu Yedidağ Çiçekcisinin• en birinci müşderisiyin evelallah!! zati bedafadan önüşlük bi başdan aşşa beni göpgözel fısfıslardı zavallı.. “bu hu koku” “bu şu” “bu arapkızı emme bunun bahasına eremen” sen bunu alma ben sana böğünnük bi eyinnig edeyin garışma sen evelallah zati ombeş gün gede(r) bu benden kiminin parası kiminin dovası” falan filan.. Allasen! aslı mı var, yoo! deyuslug, emme.. elden ne geli. ipin ucunu vermişiyiz puştun eline.. adam işin gompedanı olmuş namıssız.. gözlerimin içine bakıyoru uruhumu okuyoru nayeti bilip duru(r) neydip edecen alacan helbet o “bahasına eremen” dediğini köye gelen başka kokucu mu geliyo yoo.. işin aslı bende o ğadar para ne gezer helbet yok emme şeytan beni halıma bırakmayoru ku nayet beşer-şaşar Allah var ya… insanın canı da n’oldum öldüm illem onu o “bahalı” dediğini isdeyon hani “bahasına eremen ” dedi ya gahroluyon.. i(n)san iresmen kinneniyo ahdım kalıyo çakdırtmadan usulcukdan cızlamı çekiyon yes ediyon güpürdümünen taha hayada bile girmeden vayvalağı goparıyon “ebee! anaaa!!” “parrrraaa” … “n’oldu leen” “kokucu geldi” sanısın dünyanın her derdi halloldu da bi “koku”ya marak salmışıyın neydip edip ben de illem onu sürünecen biri ötekinden neye daha efdal dutuluyo bildiğimizden mi hu an etibarıynan da etikadım etikadım odur ki valla deği(l).. bahası, ver bakalım bi “arap garısı” olmadı “gara kedi” ikisinin birdirine farkı ne ki? annadığımdan deği vallahi emme gukguluk benim galp gibi baklafı dilimi ğibi maça popazı ğibi koku şişeleriynen çakılı varım-yoğum bütün sermayem bu bütün derdim koku! kokucu her geldiğinde irkmeye devam.. öyle eller gibi üçün beşin gözüne bakmayoz gari.. buluyoz-buşuruyoz… nayetinde hele bi de paramız varısa “yandı gülüm keten havla” birinden ya da ikisinden de bu yaşda ev-dam olcak de(ği)liz ya o öyle deyincekleyin barabar, ben de maliyeti ne olursa olsun, netçede arap garısı yekde! gara kedi de.. Yedidağ Çiçekcisinin dediğine göre “en birinci müşderisi” ben oldum.. Yedidağ Çiçekçisinin Yedidağ Çiçekçisinin arap garısı’sının.. gara kedisinin bana hususi.. işin aslı goca köyde arap garısının tek müşderisi benin ya fiyet aramızda, bana yarı pahasına deği(l).. emme! tenziline o öyle deyinşe valla olmaz deyip üş-beş de ben başış sıkışdırıyon gosgoca Yedidağ Çiçekçisine “valla olmaz hakkımı halal etmen” deyelek izbar ediyon, onda da bi(r) temenna ki sorma bi sitayiş ki yahay! etirafdakınnara höyle bi bakıyo.. “Allah Allah.. hu çocukdahı feraset! ..… izbar etme asdanım yauuu” onun dediğine aldırımıyın heş basıyon dabannarı eve sürünüyon bol bol.. cumay günneri file bayıyon ortalığı”. hinci hinci düşünüyon da Yedidağ Çiçekçisi ellehem herkeşe aynını deyodu.. öyle ya çetelesini dutan mı var kimin hankı kokuyu sürdüğünü bilen mi var neyise, gısa kese(yim)n aydın havası ossun. … höyle soka(ğı)n köşesinden çıkdım mıydı var ya; garşıkı damlarda perdesiz camlarda “ben buradayın” deye, öyle ya gabak çiçe(ği) ğibi açannarı etişgin, yoğut da yeniyetme serpilen görpe gızları hep benim yolumu gözlerlerkene buluyon zavallıları çakdırtmadan el sallayannarı mı, fırsantını bulup -gaş atannarı - mı ayna dutannarı mı ararsın “yabaynan ürküt zopaynan say” anasını satayın DİPNOTLAR seme:alık, ahmak, sersem, saf yağlınmak : kuşanmak, giymek, takınmak şaya : şayia, söylenti, laf, ilân, tevatür, efsun: afsun, tılsım, gözbağı, büyü, keramet hindikten keyri: bundan sonra, şu andan itibaren, bundan böyle • Yedidağ Çiçekçisi Aşağı Kaşıkara’lı Karadilli (ya da Karaadil’li) Hasan namlı poçucu, (poçu, yazma, eşarp, yağlık ve koku satardı) fısfıs : şırınga, enjektör, pompa, flit fısfıslamak : püskürtmek arapkızı : karakız dahasına ermemek: karşılayabileceğinden pahalı, ekonomik durumuna göre ederini karşılayamamak ahdı kalmak: uhdesinde kalmak efdal / eftal : birinin diğerine tercih edilmesi için vasıf yekde : yedekte, üzerimde, yanımda, hazır, stok, maledilmiş yoğut : yahut kaş atmak: göz kırpmak, cinsel ilgi gösterisi |
Yüreğin var olsun usta
________________________________Selamlar