TAMGALAR I
Bayırbucak Türkmenlerine....
şark edildi bir duygu şak diye orta yerinden bir medeniyet avlusunda göğsünden haritalar boşandı zulmün süt yanığı şehirler bombalandı kemaneler incindi nedense ıslak yel değirmenlerinde bir bahçıvan incillendi duygu asaleten bir derbent gibi sınırlardan geçip, denizlerde boğdu esmerliğini bayırda bucaklandı durup dirilen nehirler gibi, kar suyuna karışan şehitler okunan ayette iftidah tekbiri gibi başlarına esirgeyen hem bağışlayan bir kemet vuruldu ete sıkılan kurşun öldürürdü; ancak ruhun ilmeğine takılan, mavzerden geldi güller misakın fırtınasına tutundu Kelimetullah kalktı yeşil bayraklarıyla katarlar dağ yamacında dağlanan kuvars secdeler yürüdü secdeler yürüdü, kayyum bir vadiden, Issıktan, bir Aral rıhtımında puslu anaç dirgenler vuruldu elmacık kemiklerine vurulsundu, bir tamganın semasına vakfede nasılsa ihramlı doğan bebekler ey Hasan illa Hüseyin kabilin hırsı, habilin gömleğindeki sin azazil, iblis, bir insandı; teninize, tenimize değen kehribar koyulaştıkça meteorlar gibi yandı nefesimiz toplandı Nuh’lar çağından irsaliyesiz develer kaçak yüzdüler ağrının cezvesinde şark edildi bir duygu hay diye toplandı ateşli semenderleR Makam-ı Mahmuttan bir ezan makamı gibi çağrılar indi ifrit bir zamanın nehyini verdi ellerimize Rab Kabenin siyahını sürdü gözlerimize ebabil kuşları gibi , göğe serilen seccadeler durdu dizlerimize bir insan kırımında çoğalan rahmete dağları parçalayan bir ayet gibi, indi bedenlerimiz. Ahmet Serdar OĞUZ / TOKAT |