Geçen gün annem aradı yine gelincik sapından çay içiyorduk
yanındayken herşey bulut masalı ya gülme hep anlatıyorum hani bir bulut varmış, çocukları yağmurmuş gökyüzünde hep ağlarmış diye e’ ama sen gülücek misin hep böyle bana
o bana gülerken aniden sessizleştim sık sık yaptığım gibi iki kez karşılaştırmıştı Allah kâdir kıymet bilene bir an daldı gözlerim gözlerine her yer yeşildi yine
dün gibi anımsıyorum çantamla çarparak tanışmamızı birbirimizi tanıdığımızı sandığımız ilk selâmlaşmamızı o heyecanımızı, şaşkınlığımızı çocuk gibiydik ve ne telaşlı anlatacak o kadar çok şeyimiz vardı ki bir o başlıyordu ortasından bir ben başlıyordum belki sonundan Üsküdar Vapuru’nda aldık soluğu kısa zaman sonra ardından uçağı kaçırma korkusu sonrası hep sırdaşımız olacak zamanın yetersizliği çaresizliğimiz hiç bu kadar korkmamıştım yarınlardan
Darıca’nın eteklerinden yamaçlarına git kamerası ile çekilmiş güya o son poz resmimiz Bostancı’da yağmura tutuluşumuz mutluluktan uçtuğumuz anlar yeşil ışıklı bir kafenin bahçesine açlıkla sığınışımız şallara sığdıramadığımız donmuşluğumuz aynı sahildeki çöküşümüz çok değil arası az zaman sonra Gebze’den aynı gün tren varır mıydı hiç o yaşadığın şehre vardırıyorduk işte
seni çok özledim demek seni öyle seviyorum ki demek yetersiz kalınca ağlamaya başlıyorduk iki bulut ahmağı göz kalabalıkları yabancı yapmaya doyamıyorduk ıssız kimsesiz bir sen bir de ben yetiyordu işte
ben hayatı bir kedinin gözleriyle gördüm hep seninle maviyeşil zeytin ağaçlarının karanlıkları olurdu ya hani bahçemin incirlerinin tekinsiz kuytuları gibi seni dinlerken hepsi biterdi maviye dönerdi
geçen gün annem aradı dedim ki; anne vaktin varsa bize bulutlardan battaniye örer misin üstünde senin emeğin olsun bizim motiflerimiz kızım nasılsın dedi anlamadı tabi... anlattım
şimdi aradığımda çok işim var hadi söyle kızım, nasılsınız iyi misiniz deyip kapatıyor telefonu biliyorum, elinde şiş bitirmeye çalışıyor iki bulut bir yıldız
-iyiyiz anne çok iyiyiz biz, ellerinden öperiz hamur kokulu ellerinden biz de onların çocuklarına ana-babalık yapıyoruz kim olacak yağmurun çocuklarına babama selam söyle, n’olur didişmeyin ilaçlarınızı ihmal etmeyin sizi gidi B12 eksikleri!
-dur canım, kalk ordan yine çatı akmış sırtın su gibi, duymadın mı hiç kaç kere çağırdım Yener ustayı oldu yenge, elim pergel gibidir diyor ama bak yağmur gönye şaşmıyor hep bizim evi buluyor nasıl dizdim kiremitleri gel bak gör yenge diyor bi’ de ama hani nerde of!
Vural Vural uyudun mu? bak ne diyeceğim biraz elimize para geçince çatısı akmayan bir eve geçtiğimizde yani ilerde Lir kuşlarının taklidini yaparız di mi
yok şikayet etmiyorum tabi, bilmiyor musun beni benim çatım da sensin damım da hayatım da yer değişelim mi diyecektim sadece!
(c) Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve/veya temsilcilerine aittir.
Şiirlerin izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur.
LİR KUŞLARI şiirine yorum yap
Okuduğunuz şiir ile ilgili düşüncelerinizi diğer okuyucular ile paylaşmak ister misiniz?
LİR KUŞLARI şiirine yorum yapabilmek için üye olmalısınız.