Ne yaparsan yap Kambursun bu coğrafyada Nerede uyursan uyu Gördüğün aynı gökyüzü Hicîvde yalan çok Sözde geri dönüş yok Doğru söz topal eğri söz değnek olunca Kaleyi boş bulan Vurup kaçıyor
Güneşe zarar veren haramîler Sararmış anılarımızı ezmeye çalışıyorken Karanlığa dönüyor garibân dünyamız Kahır çekiyor kadife rüzgârlarımız Ayrılığı sevdaya yakıştıran dört nala varılmış ufuklar Gururda bırakmıyor tozu dumana katıyor Batak rengi gözlerimizde Zakkûm tutmuş ellerimizde
Karıncıların üzerinden atlayarak geçtiğim Onca helâl toprak varken Ellerini sıktığım hasretler kölem oluyor Git dersem gidiyor kal dersem kalıyor Şunu bilirim ki İbadetleri sadece yaradana
Hatırlarsan Ben yine üşüyerek yazardım sana Gitme de derdim Fakat öyle çok yağmura doymuştuk ki Bulutsuz gökyüzü Rahmetsiz yeryüzü ister hale gelmiştik
Esmer vedalarla ekmeğimizi kürtajlamak Sanki bunu istiyorduk Toprağın çorağı Dünyanın kurağı mutluluk getirecek sandık Sevdin mi şu yağmurları Kralsın anlayacağın
Sağnak sağnak gülmeyi özlüyorken Papatyalara şikayet ettim seni Öyle demledim şiirlerimi İki satır daha akıtacağım yaş Borcum olsun sana
Artık ölmüş bir balık gibisin köhne güvertelerde Bu saatten sonra Ne o gemi bu limana yanaşır ne de bu liman o gemiye yakışır Canımı pazara yatırdım EsnafI aşk çıktı şimdi ne yapalım
Diğerlerine göre daha çok üflediğim acılardan sonra Canın yanıyor mu diye sormayın bana Uf’ oldu geçti Artık yaralarımı öpmen Çok komik duruyor değil mi
Ama sen yine de canın yanınca seslen Kamburumla koşar gelir Yüz ömür acına yetişirim Küllerimden doğar Ölünü de severim
(c) Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve/veya temsilcilerine aittir.
Şiirlerin izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur.
KRALSIN ANLAYACAĞIN şiirine yorum yap
Okuduğunuz şiir ile ilgili düşüncelerinizi diğer okuyucular ile paylaşmak ister misiniz?
KRALSIN ANLAYACAĞIN şiirine yorum yapabilmek için üye olmalısınız.
Bakırdan halkalarla söz vermişken birine.. Ne garip bir sevda diyebilmek kalıyor bazen. Şehir üstüne üstüne yürürken sokak sokak, kaldırım başı anı bulu veriyor insan.. Şimdi sen başka bir gökyüzüne bak diyor kalem sahibi en ağır sitemlerle.. Öyle bir sustum ki diyor bunu bir sen başarırdın. ''vebalindir''. Sırılsıklam ıslanmak diliyen ilikler aslında bir gönlü bir başka gönle düğüm edendir şüphesiz.. Anlatımı farklı binbir ayrı kurgu ile konuşan insanlardan olamayan bizler; -Öyle de yaşarım ama böylesi güzel diye kabullenenler kafilesindeniz... Akarken kelimeler birbirlerini kovalarcasına ikinci bir emrin iptalini bekler gibi hiç ferman okunmamışken... Şehir düşmüş, yağmur yağmış, fırtına kopmuş.. Her köşe başı buz gibi iken iklimin endişesine kapılmış hayal edilenler.. Halbuki burada ki yangının kelimeleri anlatılmaz sadece... Öylesi kuvvetli öylesi bilinesi... - Tüm ertelenmişliklere mağlup, tüm söylenmişlere sual olmuş bu cevabınız... Artık senin gözlerin benim gözlerimin baktığı ufuk çizgisini, köhne bir gece de lastik patlarcasına emniyet şeridi sanar diyorsunuz.. Anıların gidişini kutlama cesareti gösteren kalem sahibine ne yazılabilir.. Acım geçti derken dönülen çoçukluğun naralarına öykülenmek ne hoş bir zaman yolculuğu kimbilir.. - Yine de bu şiirler okunduğunda yazdığından endişelenen bir acemi şairin bir şiirinde de dediği gibi.. Eklem ağrısı gibidir kalp sancısı Geçer Geçer sanırsın Geçer... Küllerimden doğar ölünü de severim diyebilen gönlünüzün tebrik edilmeye ihtiyacı yok muhakkak.. Vuslatı mahşerleyen şiirinizi sadece hayret ede ede okumak düşer... Saygılarımla İsmail Yılmaz
"Sağnak sağnak gülmeyi özlüyorken Papatyalara şikayet ettim seni Öyle demledim şiirlerimi İki satır daha akıtacağım yaş Borcum olsun sana"
çok güzeldi...şiirin başlığından da belli...ne olursa olsun...sevmek güzel şey....her sevda kendi yolunu kendi çizer...bizde ona uyarız... emeğine sesine bereket şairem sevgimle hep...
Kutlarım...
..................... Saygı ve Selamlar...