Mercan güncesikızıl mercanlar için denizlerden toplanıp gelmiş balıklar var bir de şanslı adamlar kirpikleri koparılmış kadınlara ağlayan dudaklarından alıntı şiirler okudum kitapsızlar kıskandı kışın ortasında yaşanan baharlar var birde beşiktaştan istiklale kadar kaybolan her adam denizin ta dibini boylamalıdır bu akşam sarhoş kadınlar var boynunuza sarılan eski bir efsun kokusu gibi sokaklarında kaybolduğunuz vanilyalı mumların ardından bakan süit odalar gözlerinizi saklayın onlardan onlardan ayrılık düşer hayata geçmişe ve geçmişe dokunan her söz için bir inci çıkarın denizlerinizden durmayın her vurgun derinlerin nefesidir aslında acı aşkın hevesidir hayatınızı bir yapboz düşünün ki onlar tam da ortasında en önemli parçasıdır gönlünüzün ki siz bilmezsiniz ellerini ince uzun güzel gül dallarına su yürür gibi tuttuğunuz anlarda hüznü peş peşe gelen sorular sorular sorular boş vermeli dans etmeli şimdi yollarda kaldırımlarda dağlarda hulasa bir kadını sevmeden ölmek ölmek değildir yaşamadan nefes almaya çalışanlar güruhu nazenin bir ifadeyle aşk ellili yılların en güzel hatırı zaman ise devriliverecek gibi bir cinnet ağacı bırakıp gitmiyorum aslında bırakıp geliyorum mevsim topacı gözlerinde çocukluğumun aşık kemiğimle oyna çemberlerini çevir sakallarımın ah o boynumun kokuları ah o kadınlar yok mu ne sebepsizdir yeni gün ne sebepli gülüşlerin vahası bu ömür kuruyan benim aslında çörek otlu mevsim salatası acı bir yanım var biliyorum istemeden gülüşüme yansıyor bu yüzden ne gelebiliyorlar yanıma ne de gidebiliyorsunuz farkındayım eski olduğumun farkındayım yeninin şımarıklığının olsun ben gidince dünyanızdan sıracalı kadınlar karanfil ekeceksiniz toprağıma şiirlerimden biliyorum |
Ve gidemez adamlar, gitmemelidir o gelinciklerin yüzü suyu hürmetine...