Kızıl Kısrak Mavilerateşinizin denizlerden kalkan kanatlarından süzülüyor ten areolasında polenlenen göğsünüzden inceldiğim mecalinize boşalıyor … parçalanıyor işmarınızda saçaklarım ayın, geceden salkımlarını içmiş köpüklerinden çalkalandığım boşluklarınıza damıtıyor kumsallarınızda !Ah ayvalı şımarık kızancıklar saçlarından doluyor rüzgar çığlıklarınıza karışan kızıl kısrak çığlıklarını sabahların maviliklerinizde tutuşan eteklerde silkeliyor kabuğunda kanasıya şerbetlendiğimiz sancılarımızdan esneyen sevdaların gizlerine kaçıyor koşuyor kucağımıza sürüldüğümüz dalgalar tan çırılçıplak çağlayanlarımızdan kumsallarımıza estiriyor bir kirpik kopuyor tuvalinizden bandığınız zerreciklerimde yandığınız beyaz tomurcuklar başkaldıran koyna savruluyor ah !Dudağınızda emilen nemi yosma çiseciklerin dönüp dönüp sindiğim kollarınızda hasretleri besliyor alıyor beni benden alıyor göbeğini ıslattığımız muhayyerlerin şakıdığımız kuplelerine bırakıyor kenetleniyor sürrealist dokunuşlarınıza endam sızıcıklarımda esnediğiniz baharlara aş eriyor düşüyor kesesinden vakit bakışlarınızın değgilerinde titrediğim senliğinizi dağlıyor!... ’’Elizedebiyat sayı 145’’ |