Dal kırılması…takvim sayım işi, ve zamanın ayak sesleri… tutulası değil anlaşılmak kaygısı. koşa koşa göçerken kendimden, sabırlı gölgemin gözlerinden öpmeyi becermek; benlik değil döngüyü şaşırtmak! gölgem ardılından bıkmış, gövdem hükmümden, çamura bulanmış karanlığın ışığa çağrısı… sevincim ısırgan olduğu kadar, zeminim de kaygan; zaman kıvrak olmak zamanıymış… kuyu derin derdi Yusuf yüzlünün biri; düşsem kuyuya, kuyunun dahi Züleyha olası gelir… o öyle değil! kendimde bile değilim; “dal” kırılması demeyin bana bu zamanda, incinirim!.. Hidayet DAL/ Can Sokağı Lambaları |
Duygu yüklü.
Beğendim.
............................ Saygı ve Selamlar...