Zamanın Paradigması
zamanın kötü zamanları
zamanı alsak uzaklarda kalmasa yüklesek bütün bildiklerimizi morsalfebesine bildiklerimiz hep acı, eziyet, aşka zamanımız olmadı henüz tarih bize ters düşüyor. İçinden geçen zamanlarda durmadan bize zulmediyor güvercinler bile değil artık barış habercisi oysa biz onlara güveniyorduk havada takla atışlarını iyiye yoruyorduk ayaklarına bağlı posta sepetlerinden katliam haberleri çıkıyor. Yine de inanmıyorum onların gönüllü olduğuna karnına kadar sarkıyor tarihin ejderhalarını emziren pörsümüş kadın memeleri sekiz göğüslü tarihin bilinmeyen tanrıçası, bütün yorumlara açık cinselliğin bereketi dağılıyor uslardan damarlara zamanın tünelinden geçiyor bir kırlangıç sürüsü. Kendi gürültülerinin içinde kaybolarak dertlerimiz zamanı ayakta tutan, uzun geceler geçti incir ağacının altında. Tek bir dalına dokunmadan işçi hikayelerini katıp zamanın rüzgarına -ki onlar hala köyünde toprağı özlüyor- saatin zembereği gerildi sonuna yarın ya hepimiz kral olacağız ya da yıkılan duvarın altında kalacağız bir defa işçi hikayeleri katıldı hikayemize ve lenin ‘emperyalizm, kapitalizmin son aşamasıdır’ dedikten sonra -düşünme zamanı, konuşma zamanı- artık içine düştüğümüz zaman ayrılıklarını korusada bu da başka bir mevzu Engels anlatır sonra sana ikisini birleştiremezsen yakalayamazsın yaşamı bütün bu anlatılanlar kuran’da anlamadığım bir süre gibi geliyor kulağa tefsirciler neredesiniz kırlangıç sürüsünün yaptığı gürültümüsünüz bütün maceramız zamanın içinde bir yolculuk; bir yerinden başlıyoruz, bir yerinde bitiriyor o bizi tarihin biriktirdiği sorunları çözmeye geldik kırdık zamanın dilimini çocuk ellerimizle parmak boğumları hala acemilikleri çağrıştırır atların ayaklarının altında sarsılırken toprak, sevdalar yarım kalacaktı kınından sıyrılmış kılıcın ucunda durdu yanılsamaların birbirine bağladığı sonsuzluk saatin zembereği sonuna kadar gergin zaman ihanet ediyor şimdi ya da tam tersi |