Lokomotif travmalarBir gece yarısı masalıdır bu çoğunlukla hanelerin içi acıyla doluyken kadınların kırılan tırnakları için usulca kalkmaya çalıştığım masalardan saklıyorum ellerimi yüzüme vurup şiirden şarkıdan ve aşktan Tanrım ne kadar acı bu su ‘’ sen kimseyi sevemezsin Sevmeyeceksin ‘’ kayboluyoruz ne zaman yola çıksak sen mi bahtsızsın ben mi şanssızım bu meselede bütün bir ömrün sorunu yalnızca bu köpekler düşüyor gece yarıları peşimize üçüne birden bir gece şiir okumuşluğum bile var ulumalarından bildim sevdiklerini omurgalarını taşlara vurmalarından hafızamda ‘’ yeter ki gel bana senede bir gün ‘’ kapısız bir ev bulmalıyım adressiz bir sokak nereye gitsem sana ulaşmalı nereden dönsem sen karşılamalısın beni kesinlikle gülerek ille de yalın ayak açım sarhoşum üstelik kaybolmuşum gelirken yine yine sen varmışsın gibi şarkılarla dilimde bir adresin en en bildik sokağında duruyorum unuttum nerelerde olduğumu ‘’ üzgünüm leyla ‘’ şimdi kaldırımlarda yorgun bir karınca gibi duran izmaritlerle gecenin sisini içime çekiyorum tarifsiz bir ıstırap içindeyim annem yoruldum üstelik it gibi titriyor yüreğim biri çıksa karşıma kayboldum diye bağıracağım biri çıksa karşıma belki de ben var olacağım sokaktan geceden senden artık yoruldum ‘’ sevgilimi verin bana İstanbul sokakları ‘’ |