Sen Gülümsedin
ölüleri yatağından uyandıran rüzgar
sizi güneşli bahçelerin gündüzünden alıkoyduk kalp kalbe değerken hissedilmiş sevgi yüklü labirentler serpilip doluştuk boşluğa en mutlu beyaz yazın sıcaklığı en çılgını ile öpüştük dağların dalların ve aramızı süsleyen duygunun şefkati saf bir yalnızlıktı kar tanem korku aşarak korku göğünü buldu her sarmaşığın kök dibinde esinti tenle tutuşurken aşka kesildi büyüdü ellerimin dans dudağı dudaklarında artık sonu gelmez bir şarkıyla yalvarıyorduk tanrıya bitmek bilmez heyecanların soluklandığı ara ay ile gülümsemeyi doğurdu kadın ellerin ellerimle tutuştu taklalar atıyordu beyaz güvercinler karanlığa kanatarak uçurumun sonuna geldik sen gülümsedin ben gülümsedim gülümsedik bu sonsuz ayrılığa çanlar karmaşadan artan dipsiz kuyu çınladı sesin küçük bir oyunmuş gibi sarılmak istedim nefesinden sızan rüyaya. |