Kuyruklu şiir...
/ Gidiyorum iki gözüm
gözüm dalıyor t/uzaklara iç sızım / Bin yıllardır sürerken cennetten sürgün ben bu yerde bu ıslak kanlı irinli tükürüklü döllü ve parfümlü yapış yapış yerde sana sürgün... Tüm gün oturdum bunu düşündüm ben düşümde bile bunu düşündüm gaz kuyruğu ekmek kuyruğu savaş kuyruğu ölüm kuyruğu ne çok kuyruk ne çok uyruk Açlıktan ölüyor uyruğum Kuyruğunu apış arasına sıkıştırmış kemik bekliyor hırıltılı ve uslu kan içenler... Hala bir çocuğun gözbebeğinin beyazına ağlıyorum gözbebeğim kışın ortasında Dişlerim birbirine vura vura sevişiyorum ağzındaki ihtimalle... Bana bir şey sorma bana iki şeyde üç şeyde dört şeyde sorma Hiçbir şeye verecek cevabım yok Yüksek bahçeden bizi izliyor yüksek balkonlu yüksek insanlar cebimdeki şiirin ederi yok yok oğlu yok bugün herşey. Kara borsaya düştü ellerine kelebekler Saçlarına kuşlar konan deniz yüzlü kadınlar... Yeni ana yasa eski baba yasa ölü çocuk sen bin yaşa Bay başkan saldırı için emrinizi bekliyoruz Fire in the hool Hollywood Bollywood Clint Eastwood İnsan bazen saçmalamak için çaba sarf etmiyor aşık oluyor |
kuyrulu bir şiiri okudum
gerçekten durumlar çok vahim
aşktanda üstün bir var var aslında
anlayana
şiirdi
saygıyla
.