HÜZÜNLÜ TANRIÇA
gittigin gün başladı zamana düşmanlığım
********* sallanır yüzümü döndüğüm sabahlar gözlerim kelepçelenir tutsak zemherilerde hayaline içimin krampları dökülür sıfatımdan eksik parçalarım esmerleşir derinlerde ama alınmasın güneş üstüne benim kavrukluğum yüreğimden içre kül kokan ellerimden sonunu asla bağlayamadığım şiirler yarımsanmış eksikligimle sakladım iç cebimin yırtıklığını üzerime gelen şehrin gölgelerinde devşirme hüzünler ayarttı gözyaşlarımı gittiğin gün başladı ’tırnak içine aldığım’" bilmediğim dillerdeki ağıtlar sol cephemdeki hüzünlü tanrıça’nın lehçesinden döküldü dilimdeki onca sitem kıyına teğellenen kör bir igne şimdi elde kalem akışında sensizliğe aşikar damlasında sana müptela gitmeseydin başlatmasaydın düştüğün kuytularımda bunca elem yaza(çala)caktım gitmeseydin günden çalıp gömmeseydin gecenin karanlığını içime zamanla anlaş(y)acaktım şimdi günlerden sana dairliğin arefesi yada yarını.. Şiar |