Tırtar / Karşıbağ
Karşıbağ
“- “Karşıbağda bağım var” deme “karı malına malım var” deme gün gelir Karşıbağı bulut vurur el kızı de(ğil)mi toplar pılısını pırtısını savuşur garı malı gapı tokmağı gibi başına kakınç olur “elin yağısa çal başına” varlıklı olmayı de(ği)l, var olmayı dile güvenme dayına azzığını al yanına” “-tarlada ekinim var deme dene serpine girmeyinşe eşim-dosdum mar deme başın dara düşmeyinşe bobayiğit o(ğ)lum var deme el gızının goynuna girmeyinşe” bazıları vardır ki “mencilissiz ” dedikleri; ne kokar ne bulaşır, göcen boku gibi ne yaralı barnağa tiğdiri(r) , malı var, adam varyemez köpeğine yal yedirmez, çoluk-çocu(ğu)na mer(ha)emet etmez, gakıp mencilise varmaz, mencilisine varılmaz, boyunduruğa girmez, öğendire görse göt atar at öğüne et, it öğüne ot atar eşşek guyruğuna teniike bağlar, gatır guyruğuna diken gısdırır görünçe şavlın bozulur, yönedindeki işin nakıs geder iyiliğ edersin eşşe(ğe) anına dokanır daşşa(ğı), elinden kör eşşeg su işmez, olura olmaza el var eşik var demez çoluk-çocuğunun annını garışlar variyetin olsa ne olur olmasa n’olur olsa ne fark eder, olmasa ne fark eder elin tutmaz, sözün dutulmazsa gözün görmez, dişin kesmezse ne yediğinde, ne işdiğinde bulamazsın bel bereket sağlık en büyük devlet "varlığı mı isdersin" demişler "dirliğimi" dirlik olmazsa ne(y)neyen varlığı dirlik olusa varlık da olur dirlik yoğusa varlık olsa ne olur, olmasa ne olur” olsa da olur olmasa da olur hepiciğinin yeri ayrı, “zenginin deye güvenme kıvılcım yeter gözelin deye ma(ğ)rırlanma sivilce yeter” demişler “-eşşe(ği)ni sağlam gazzığa bağla tevekkel Teal(la) Allaha “mal sabısı, mülk sabısı hani bunun ilk sabısı mal da yalan, mülk de yalan var bireş de sen oyalan” “-Karşıbağda bağım var demen karı malına malım var demen garşı bağı bulut vuru(r).. garı dıkımı ömü(ğü)ne duru(r).. el gızının goynuna bi girsin hele can parçan o(ğ)lundan ne umuluuu(r).. ne bulunu(r).. başın dara giresiye herkesi dost bili(r)sin gara ğün gelesiye hepicini öğreni(r)sin harmanyerinde çecim mar deme, serpine dolmayınca bobayiğit o(ğ)lum mar deme, ele damat olmayınca” “güzün çiçeğe duran darıdan, oğul vermeyen arıdan guşlukdan sonura ga(l)kan garıdan sakın olum kendini sakın” DİPNOT niyemet : nimeti allahın bahşettikleri, iyilik ihsan, lütuf azzık: azık, nevale, çıkın, yiyecek serpin: tahta zahire ambarı Mencilissiz : etrafında kimse olmayan,yanında kimse barınamayan, asosyal, kaba, saygısız, kültürsüz, topluma girmez göcen: tavşan yavrusu tiğdirmek: işemek, erkeklerin ayakta işemesi şavlı: inşaatçı terazisi, duvarın düşey açıdan dik olmasını ölçerler. annını garışlamak : alnını karışlamak, haddini bildirmek, dövöek, dövmeye kalkışmak demen : söylemem, demen: söylemeyin dıkım / tıkım : sokum, yufka ekmekle yapılan külah, lokma, ağzın alabileceği büyüklükteki lokma, sunum RESİM: Karşıbağ’dan Yukarı Tırtar Köyün ilk ekonomik çıkışı, asma ve badem dikilmiş.. bu gün maalesef görmeyi umduğum eski efsane ağaçlar yok.. kaldığımız yerden Çalıya devam |
Her biri mumyalanarak rafa kaldırılmış değerlerimizdir bunlar.
Türkleri yaşadığı her coğrafyada bu sözleri işitmek mümkündür.
Emeğinize sağlık hocam.
Sağlıklı ve mutlu yıllar diliyorum.