öylebayram ve halay ölülerini eksiltince filikadan kurtaracak bi şey kalmadı yeni sağlam bi patiskayla sınadım saflığımı toprağa soluksuz yaslanmış bi lekeydim tam da yağmurda yıkayacaktım cehennemlerimi tam da asacaktım cennetlerimi ninnilere elimde en sade onlar kaldı yakınlarda bi köy olsa ya da bi kasaba bacaları ve dumanları olan çatılarda leylek yuvaları şose yollardan geçse kediler kendi gözleriyle adı konmamış sokaklar doğsa yekpare mahsur kalsam kendimden bile öyle bi heves taze hikayeler pişirsem sobada kestaneyle bir anlatıldıkça tadı akıla yapışan tanıdık haramiler kuşansa kılıçlarını nar ağlasa gülse ayva açılsa dağın dağdağalı kapıları |