Eğilmedik Başımız / Şuursuz Sayıklamalar 5kırılmayın bize yoldaşlarım; kanlı gönlümüz, şaşkın aklımız! şu serden geçmişliklere, halihazırda hürmetkâr ruhlarımız! hepinizi “bir” görmemiş miyiz? eyvah ki bu sersefil ömürler, gidemez mi dersiniz hiçbir yere? gidilecek bir yol olmalı sizlere! küstürmeden, düşmeden, nateslim, dertop olup büzülmeden, keşkeleri yerle bir edercesine… nedamet ettik saymayın aman! iç seslerimiz çanlar çalıyor can sokaklarımızda… söylenip duruyoruz kendi kendimize; kendimiz de neredeyiz diye? birbirimize gelememiş miyiz, sizden öte kime gideceğiz? bir “ben” için midir; özümüzü tarumar edercesine böylesi müşkül sevmelerimiz? han kapısı değil ki bu kardeşim! can kapısı. önünü nasıl süpürelim biz? o birbirinin sırtına kambur olmuş, insan sureti meskenlerimizden. sunduğumuz sahte gülümsemelerimizden. yaşarken öldüren maskelerimizden. içimizdeki metropollerin etçil hallerinden, küçücük menfaatlerimiz uğruna, erdemlerimizi alıcılara peşkeş çekmelerimizden, nasıl kurtulalım? yer-gök ne mucizevi diyoruz bir de? canlı cansız şu cümle âlemde, ve topyekûn nebatatta; bize benzer bir haller var diye kendimizi avutuyoruz ya! kaç kişiyiz berzahına koşuşturan? hüküm veren de kimdir bize? cehalet “hükmünü” birbirinin boynuna asmaya cüret edecek kadar, kendini “ulu” gören “kullar” da kim ola? Eğilmemiş başımızı kimlere eğdireceksiniz dostlar? Hidayet DAL/Şuursuz Sayıklamalar |
iç seslerimiz çanlar çalıyor
can sokaklarımızda…
söylenip duruyoruz kendi kendimize;
kendimiz de neredeyiz diye?
birbirimize gelememiş miyiz,
sizden öte kime gideceğiz?
Hidayet hocam,
Güzel bir şiir.
Tebrikler.