Tırtar / Nasihat
ğündeliğin esgimeden
yenisi dikilmeden yenisini gündeliğe keyme ellerinde olur olmaz yeni dikinemezsin el içine çık(a)cak, en az bi tene fısdanın ossun gıyıda-köşede emme ille temiz ossun ğözel keyin esgi keymek ayıp deği(l) emme temiz, tertipli keymemek ayıp hemi de çoğ ayıp unutma “boba evinden duvağına çıkcan goca evinden kefennen” n’olursa olsun bu diyardan gedemezsin bu diyardan gedemeycene ğöre bu deveyi usulunce gütcen bunun başga bi yolu yok bunnarı sana ğözünü korkutmak uçu deği(l) de eyi bi yuvan olsun deye annadıyon yavrım beni eyi dinne; mutlu ol deye annadıyon gızım ne derler.. “hocanın dediğini dut, gettiği yoldan getme” sen dediğimi dut, gettiğim yola var getmezsen getme eyi yannını kendin bil.. kendin işle benim annatdıglarım bi gulağından girip öteykinden çıkıp getmez i(n)salah, düşün daşın ilaflarımı "yengem eyi dedi” deyosan, gulağına küpe et.. “kötü dedi” deyosan laflarımı galdır aşşa (tersliğe) at" neneyen hu yaşdan ke(y)ri alca(ğı)mı almış, satcamı satmışıyın o(ğ)lan evermiş, gız çırak çıkarmışıyın o(ğ)lum yog everecek, gızım yok gelin edecek bizimki ha bi “gonşu gayreti” o gadag… gari.. sen bilin gerisini başga bi bildiğim, başga bi niyetim marısa hurdan gakmak nasip olmasın haa kötü ol benden bil.. eyi ol kendinden, eyi ol da, bana ne gerisinden” “-ben de senin eyiliğin uçu burdayın te şu gapıdan çıkınca bi da(h)a bö(y)le bi zaman olmaz gonuşmaya gari hinci eveliki gibi deği sen eyinlig uçu bişi(y) dersin ya, gören ossa sorsan üstlerine alınırla(r) laf davşıyon sanırla(r) neyeyen aman.. caydım dünneden, bıktım canımdan” ** “-neyise bizim gız dur bii! bi(r) şi(y) sorca(ğ)san sor ğözel gızım” …. gelin ğızııımm utangaşlığı burak hinci başını iki yana sallama “yok” deme bunnarın hepici(ği) tamamısa gelelim o gonuya…” gelin kız al al moru mor alnında boncuk boncuk ter, işi zor nefesi kesik, başı öne eğik gözlerini yerde tek bir noktaya sabitlemiş ağlayacak mı gülecek mi bilememiş bir halde dinler bekler de bekler “-dur abaa, o konuya gelmeden evvela önşe.. benim de bi decem-mar, dur hele” … “-gız gızım” … “bak boban seni bi(r) gıdım çocug demeden verivimiş gocaya, sana da sordular helbet, gönnün var mı deye sen de “heye” dedin ki, bu bö(y)le oldu Allah var hepisi var emmeee, bak sana de(ye)ceklerim var neye dersen; gelin giden gız gısmına nasihat adettendir, ürüsüm böyle hepimize etdiler, biz de sana ediyoz, eyi olun i(n)şaallah” “-aman abaa boşver” der analık gene içeri girer “-boşveer” “-ne d(iy)eceksen deme, çoluh çocu(ğu)n yan(ın)da” … “-biz anamızın garnında mı ö(ğ)rendig, iki ğün sonura her şeyi öğredir gocası yaşını başını almış asgerliğini yapmış gocaman o(ğ)lan” “-ossuun.. ossun varsın” “-onnarın bilmediği mi var, babış gibi dil, ağzını aşsın da bi dinne” … “-sen hele, al çocuğunu da bizim gız çıkıvı dışara, işine gücüne bag ız” “…” “-senin bildiğin gadak bizim unuttuğumuz var evel Allah” “-herkeş senin gibi üş ğoca esgitmedi haral ged anam geeed, analık deği mi ellere ğalsın” “-el gadag çocug bu ne bilir,.. ne anlar gelin olmagdan ben deyen d(iy)ece(ği)mi de! ağşama yok bu gız, aklına geldiği mi var dedim de dedim.. demeye gomaya yermen abaa musadenne” … “-bag gızım gel otur hö(y)le annacıma ne de olsa bir el evi bu” .. “el deyinşe öğey deyince iki dudag bile bir araya gelmemiş” “-huyu, huyuna, suyu, suyuna benzemez emme netcen senin de evin orası olacag gari ay aydııın, yol belli” .. “-duvağınan, urbanla gircen ak kefennen çıkacan gayri gerisi nasip, atınan avrat, yiğidin bahtına denmiş.. Allah yardımcın olsun, yavrııımm” “-sen ayak uyduracan bundan ke(y)ri onnara” .. “-gözünü kör edecen, gula(ğı)nı sağır” .. “-her duyduğunu demeyecen ki… adın govcuya çıgmasın boşboğazlık etmecen..”.. … “-her bulduğunu yemeyecen ki, aş, boğazına düşkün, boğazsak demesinler..”, .. “-gonuşurkana diline, sofrada eline mukayet olcan ” “-sabahın erinden galkacan, sobayı yakacan” “-zabah ekme(ği)ni hazır edecen, sofrayı hazır edip el pençe durup bekleyecen” “-bag gözel gızım” .. “-yeyni at yemini, işlek gelin sevisini artırır tembel at da kendini gamçılatdırır mülcem gelin de kendini zıpıtdırı(r)” “-dediglerime eyi gulak ver gelin dediğin yörü(r)kene ayak sesi garşı damdan duyulmalı ki “bu ğelin ilerde becerikli eyi bi avrat olur, ettiği duttuğu beğenili(r) bişirdiği yenili, dikdiği keyili(r) oluna varılı(r), gızı gelin alını” de(r)ller .. “ağşam gayınnan, gayınboban yatmadan yatmaycan zabah böyüklerden de, gocandan da erken gakacan” “-gayınboban yat(a)ca(ğı)nda pantulununu, çorabını çekecen, aya(ğı)nı el ile(ğe)nin de yu(ya)can a(ğ)zını bağlanmış, dilini dağlanmış etcen,.. ”söylemelik ” vermediyse sö(y)lemecen… ya bir tarla, ya bi.. beşibiyerde, ya da bilezig, inek bişi iste ha almadan! söylenme sen de haaa! bi goç veriseler de ı-ıh deme gönünden ne gopuyosa o.. o onun şerefi..” |
neye dersen; gelin giden gız gısmına
nasihat adettendir,
ürüsüm böyle hepimize etdiler,
biz de sana ediyoz, eyi olun i(n)şaallah”
“-aman abaa boşver” der
analık gene içeri girer
“-boşveer”
“-ne d(iy)eceksen deme,
çoluh çocu(ğu)n yan(ın)da”
Eskiden yöre gelenekleri gereği evlilik öncesi nasihatlar ağır basmakta.
Ama analık olan evden kaynana olan eve gidiş ne kadar mantıklı.Sonuçta,
evde üçüncü bir kişinin olması,karı kocanın özelini,yiyeceğinden,içeceğine,
gezmesinden, uyumasına kadar her şeyi etkileyecektir.Analık veya kaynana
ile yaşanan evlerde huzur olmadığı da bilinen bir şeydir.İki kadın bir evde
olmaz,özel yaşam kalmaz.Gelinde kendi evinin düzenini kurmak isteyecektir.
Günümüzde eski örf ve adetler artık hızla değişmektedir.Tebrikler üstad.
Saygıyla.