Tırtar / Terane
“-abaaa.. abaaaa sen olduğun yerde dur bi hele
sen nerem deyon öyle.. hincikinner her boku senden-benden fazla bilip duru netçen sen(r) donuzu biliyollar valla ne den sen?, senden benden usda bunnar..” “-ben de biliyon bildiklerini, sen bi dur.. aşdırtma hinci a(ğ)zımı “senin sağdığın goyun gadak benim altına yattığım çoban var evelallah”.. .. seni var diye a(ğ)zımızı aşmacaz mı sen get kendi işine bak.. neneyon sen.. senden musade mi alcaz? Allah Allaahh!!” .. “-garıı bak, yüzyüze bakcaz demen gakar valla saçını başını yoların get başımdan belanı benden bulma ciğerinden yan ciğerinden yanasıca utanmaz arlanmaz odu-oca(ğı) kör galasıca .! öğey ana mı? öğey ana!! kahrolsun olmadan gedesice .. yüre(ği)m gakdı hafakannar basdı töbossun hunu gördüm müydü işim yönedine getmez geder” “..” ** bir başkası “-sen onu gafana dakma gardaşım.. bak hinci.. bireş de gayınnaya hörmetden yuvandakı isdikbalden bahsede(yim)n sana neye dersen.. yengeyin dedikleri günde beş takka emme ömrüyün soğuna gadak yüzyüze bakca(ğı)n, ömrüyün geri galanını barabar geçirceğin en möhüm şey gayınna .. ben de açcıcık da asıl bu gonuyu deyvireyin sana benim gözeller gözeli gardaşımm.. bak hinci gayınna, gayınboba sana anadır bobadır, de(ğil) mi.. emme.. gayın bobalar pek garışmaz ev işine, geline, gelinin işine ötesine berisine emme gayınnan… eyi gecinmezsen var yaa oda duşman olu(r) sana.. eveli bi ğeline “gayınnayın adı ne demişler” o daa omzunu silkmiş, “bilmeen” demiş, “-gı i(n)san gayınnasının adını bilme mi” demişler “-geçinmeye gönnüm yok ku” demiş o hesap; geçinmeye gönnün yoğusa, yol yakınıkana dön, eyi yannını sen bilin zaralın neresinden dönsen karımış emme geçincemeye gönnün varısa sen gayınnana hörmette gusur etme imi.. esgiler deyollarıku "en eyi gayınnnanın alt dudağı gıpırdar duru(r)" neyye dersen; garışma mı gayınna emme! garışıyo deye; garşı gelme annacında zokurdanıp, diklenme mılığını yıkma , emme arsız da olma neye biliyon mu; o da…gayınna olmadan evvel senin gibi gelin-idi aynı mitli senin gibi .. yarın sen de gayınna olcan..iki ğün sonura aynı mitli onun gibi kelp olayın, benim de heş aklıma gelmezdi bi(r) ğün ben de gayınna olcan deye emme o(ğ)lannarım uçu gözel gızlara bakardım, o(ğ)lannara bakardım, gızların uçu emme gayınna olca(ğı)m aklımın ucundan geşmezdin olmadık mı?.. hemi de kaş kerre anan seni ğız deye etişdirdi emme hinci.. gayınnan seni; “o(ğ)lunun gadını” olalak, görecek “torunnarının anası” olalak etişdircek, belki de kendi çekdiklerini de çekdirecek neler çekdim ben, bi Allah bi ben bilirin donuz mezerinde yatasıca singildeyip durasıca” ”-neyise; onnarı sonura gonuşalım abaa vakıt o fakıt de(ğil) valla.. .. “-benimde d(iy)eceklerim mar gözel gızıma bag hinci gelin gızım hayat uzun,.. düğün etmeynen kepez keyip; gelin olmaynan bitmeyo ömür, asıl ondan sonura başlayo malihülle.. ne yanna bakarsan bak dert.. emme herkeş “gaşşığında çıkana ırazı gelceğ”miş böyle ğelmiş böyle geder Hakk T(e)ala hazretleri, böyle emretmiş emir demiri keserimiş daha çoook uzun zaman var böyümene gelin olcak gadak da böyüdün emme … böyüksün emme; böyüklerinin sözünden çıkcak aklına eseni etcek gada(k) da degi(l).. gız gısmı gayınna terbiyesi almadan ne garı oluu, ne ana olur desem yalan, vallaha yalan neye dersen; hanı ne deler; anan yavrım deye seve eloğlu canım deye “analar gızının tahdını yapar emme bahdını yapamaz” derle(r) anan böyütmüş hurmaynan eloğlu döğer yarmaynan, bana da sorarsan seni adam etçek gapı, gayınnan hele hele… gayınna lafina garşılıg verme hemi ayıp hemi de günah, valla billa, o ne derse "he ana, olur ana” de he demeynen dil aşınmaz, “arab eli öpmeynen dudag gararmaz” emme… bi evde m(u)abbet oldu muydu; var yaa; dadına doyulmaz, gönül şenlenir.. ağız datlanır “neneyen boyu gözeli isderin huyu gözeli” “asalet boyda deği(l), soyda incelik belde deği(l), dilde gözellik simada değil, huyda” “huyun gözel oldu mu başına tac olusun vara yoğa gonuşdun mu kendi dilinden bulusun” gayınnan gızarsa da senin eyinliğin uçu gızar sana azarlarsa da azarlar sen eyi bi ana, eyi bi garı ol deye u(ğ)raşır.. valla çabalanması, afrası tafrası; .. ele-ğüne garşı irezil-ürusva olman onnar göçüp getdiğinde de o(ğ)luynan yuvanız ayakta durabilsin deyedir.. sen gibi her gelinnig gız gısmı her bi şeyleri bildiğini zanneder emme ömür.. hergün yeni bişey ö(ğ)renmekdir kimden, gayınnandan.. geşti onbeş sene anayın evinde gocayın evinde kaş tefa onbeş sene ben de gelinidim, senin gibi anamdan mı öğrendim her şeyi orda ğeşdi onbeş sene burada geşdi kırkbeş sene .. belki “işin işlerine, aşın aşlarına benzemez”.. olabilir.. yaptığın onnara yannış gelir, gelebilir.. “şunu sö(y)le, bunu bö(y)le et” der durur sen eyi dinne, “gulağardı etme” dediklerini gulağardı etme ki tez elden alışasın goca evine DİPNOT deyollarıku : diyorlar ki, derler ki, demişler ki mılığı yıkmak : surat asmak, umutsuz bakmak aynı mitli: aynı misli, onun tıpkısı singildemek: sin: mezar |
Şöyle bir göz attım eskilere de; "arkası yarın" serisi "bitmez tiyatro" malzemesi oluşmakta. Bu bölümde tüm sözcükleri benimsedim bir tek "olalak" sözcüğüne taklıdım. Baktım ikinci tekrarında da var. O zaman bir yazım kusuru yok, ben bilmiyormuşum demek ki dedim.
Muhabbet resimdeki bir tandırbaşı sahneye de gider, çamaşır kaynatma faslına da :))
Bir sorum olacak: Bunlar bir kitap halinde mevcut mu yoksa yeni mi kaleme alınıyor?
Çok güzeldi zevkle okudum. Tebrik eder saygılar sunarım.