şu sandalyenin dili olsa şu masanın şu ucunda dudak izinin kaldığı çay bardağının kuşların daha güzel dille konuşup anlatabildikleri rahatsız edilmesi güç şarkılar örneğin, şarkılar diyorum hiç mi anlayamazdın, nasıl da güzel olduğunu demlikte son dem aşka çok var burada -keyfi de takılabiliriz birazcık kırmızıya sandalyeyi çek, masayı, dudağını dahi, kuşlar kalsın gökyüzünde uçabildikleri kadar yükselsinler sen gül, mesela hiç gülmeyi bilmiyormuş gibi biraz gözlerin avuntu diyorum ben buna tasmasız köpek hürriyeti de dahil olsa, gemiler baş aşağı; başağa
seni gördüğüm ilk günün mateminden öpüyorum, ellerim profesör makamında damar kazası güller çıkıyor kahverengi toprağından içinde saz olan izdüşümü sonbahar menkıbeleri bunlar, bakıyorlar da alan yok geçiyorlar da duran yok, bir çığlık; yok oğlu yok dudaklarının kırmızısı bile kasıklarının beyazından blues ile tatmin olabilir illa da sirke, yumuşacık ten düğümüne çekilecek müstesna tada-ekşiye kurcalarken çıkan suyun ağzına siyahlığı var biraz haydut bu aralar o içerlenmeler ve gariptir daha bir extra large vakitler dans etmeden gitmenin köprülerden atılası hüznü var
kendime bir bileşeğim haddinden fazla atomların bağ yapısında hiddet valsına hazır sapansız uçan kuşlar biraz çekeceğim kendime günyüzüne çıkarılmış ıslak bir bakışın dünyada gizli kalıp yığılacağı çekmeceler eski günmeden gecenin doğunu sığıyor içeğriye -belinden tutamazsın hislerin bilakis yolun karşısında hep bir gitmeler vardır, akıllı bir izmarittozukedisi ve serseri
k’aybolur susarsan
çaba: istediğin heykel olamaz sevdiği insanın hatırlanmasına kırılmasın kimse şimdi yağmura döşünün bir martı sesine sığındığını özlüyorsun
biliyorsun içerisi bin türlü s’ur resimler asla yalan söylemez, gülmüyorsun
(c) Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve/veya temsilcilerine aittir.
Şiirlerin izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur.
'zehriân' şiirine yorum yap
Okuduğunuz şiir ile ilgili düşüncelerinizi diğer okuyucular ile paylaşmak ister misiniz?
'zehriân' şiirine yorum yapabilmek için üye olmalısınız.
“ k’aybolur susarsan” Şiir benim için tam da burada başladı..öncesi kalabalığı takip eden kelimelerdi sanki zihnimde. içinde hem sitemi barındıran, hem kırgınlığı, hem de sanki susmasına duyulan korku ve daha da fazlası… fazlası; belki o martının çığlığı, belki kendi kanatlarına sahip olan bi uçmak.
ve herkes kendi hâliyle, kendi olduğu için daha mı güzel..
hiç kimse olmasını istediğimiz şey olmak zorunda da değil, evet , şekillendiremiyoruz heykel gibi, heykeller de bu yüzden bu kadar soğuk ve ifadesiz değil mi .?
Kendi gibi olmak, öyle sanıyorum ki her hayalin gerçekleşmesine açılan kapının anahtarı.. Suskunluğu uzasa da, kaybolsa da, gülmüyorsa da..hep ‘var olsun’ diyelim biz.
Muazzam satırlar Gunume düsen siir anlatım hikayesiine surukleyeck arayislarda,dusler dunyasinda keyifli bir yolculuk acikcasi bu kalem mutlak bir roman yazmali Selam ve saygiyla hocam
Herkeste bi gitmek telaşı..
“ k’aybolur susarsan”
Şiir benim için tam da burada başladı..öncesi kalabalığı takip eden kelimelerdi sanki zihnimde. içinde hem sitemi barındıran, hem kırgınlığı, hem de sanki susmasına duyulan korku ve daha da fazlası… fazlası; belki o martının çığlığı, belki kendi kanatlarına sahip olan bi uçmak.
ve
herkes kendi hâliyle, kendi olduğu için daha mı güzel..
hiç kimse olmasını istediğimiz şey olmak zorunda da değil, evet , şekillendiremiyoruz heykel gibi, heykeller de bu yüzden bu kadar soğuk ve ifadesiz değil mi .?
Kendi gibi olmak, öyle sanıyorum ki her hayalin gerçekleşmesine açılan kapının anahtarı..
Suskunluğu uzasa da, kaybolsa da, gülmüyorsa da..hep ‘var olsun’ diyelim biz.
Saygılar.