Müebbed Yalnızlık
derin susuşlu bir gecede
tam on iki yerinden kırılmıştı zaman parçalanmış tonlarca hüzün göçüğüydü yırtık rüzgarın tenimde seğirmesi sahipsiz olunca solumun mezarlığı çoğu yaşanmış isimsiz bir sonsuzluk sıkışmıştı göğüs kafesimde tutsak içine kapanık bir çocuk yalnızlığında ağır hasarlı, intihar girişimli düşlerime belki imkânsıza açılan arka kapıydı isimsiz yaralarıma damlayan, irinsi sevdalar dudak artığı olmayan sessizlikti hiç yalanı olmayan, sadakati şüphesiz kalabalık yalnızlığım ömür atığı saatlerin geçerken içinden hiçlik kölesi sahipsizliğimin sahiciliğinde belki kendi trajedilerimin kolleksiyoncusuyum ben belki hiç uyumamıştım göz kapaklarım hiç tetik düşürmemişti sabahlar bölmesin diye rüyalarımı belki de işte o nedenle sen başka rüyalarda sürgündün tutup getiremedim ellerinden düşümde uçan kuşun kanadına değmişti düşün haylazlığımızın sapanıyla vurulduk içimizdeki talanlarda savrula savrula eğri düzen büktü belimizi kısıtların yağmasında doğrulamadık yağmalanmış alfabemizle tutanaklara geçirdik içimizdekileri işte ondandır okunaksızlığımız bir hayâl tutuluyor şimdi içimde küçük gelirken bedenime yokluğun yıkayıp seni şiirlerle belkiler ekliyorum kıyamet susuşlu keşkelerime gelmeyişinin belki avuntusuyla gelseydin de olurdu sancısı çektiğim daha fazla incitmemek için hayâlini vaz geçiyorum geçmişimizin eskittiği duymadığım sesinde bugünü aramaktan örtüp üstüme gri bulutlu gündüzün deniz mavisini gecenin koyu lacivert karanlığına hazırlanıyorum onadır telaşım ramak kaldı kaybolmaya ne olur arama artık beni çarptırdığın müebbed yalnızlığımda Utku Aksu 18.11.2015 Detmold |
Aldim takibe bu kokuyu
Selam ve saygiyla dahi kalem