Hazan ortası Ekim‘ in sarı, t’utku’lu yanığı
Atar bazen yüreğimin tası, dökerim yüreğimin tasındakileri dizelere...
yoruldum artık üvey bir yürekle hayatı adımlamaktan üşüdüm düşümün çerçevesinde saklı kalmış hayali soğuk bir yüzü gizli gizli okşamaktan dermansızım geride kalanla alıp başını gidenin öyküsünü teferruat artıgı şiirlere kazımaktan onca mevsimi devirdim harcarken kaygısız günleri cepten ayrı’lı‘k otları büyüdü dünlerimde çektiğim ömür küreğimden sızarken yılların kuru çentik sızıları usumun yorgun yankısında ipe çekerken cılız hatıraları çörekleniyor içime kalbimde zamansız açan bir hoşçakal gülümsemesi pişmanlıklar bir yumru gibi sensizlikle kutsanmış ruhumda kırık iç sesimde burkuluyor yüreğimin sırlarla kaplı ahengi yıkıklığımı sıvazlıyor güneşin soluk benzi üşüşürken içimde adına kavruk anılar cansız tomurcuk düşler gömüyorum kıymık yığını rüzgarın zamansız vedasına sabahlar sen açarken ağrılı gölgemde dinlendiriyorum ruhumu aynada ararken kendimi çözememişliğimi aralanıyor silüetine çekilmiş is perdesi yadsıyorum kendi kendimin acımsı varlığını kavrayamadığım özlemini işlerken yüzümün gergefine yalnızlık desenli mutsuzluk gerilimi tesiri yüksek binlerce hiç kimsesizliğin efsunlu masalı asıyor zamanı sanki gidişlerin hüzzam kapı gıcırtısına ağlarken yangın hasadı, o meczup aşkla kızıl bir inkar ayrımında şimdi yüreğim çözüp avuçlarımdaki sensizlik mühürlü büyüyü üç beş satırlık elvedayı karalayıp hazan ortası Ekim‘ in sarı, t’utku’lu yanığına sığınıyorum gerçekliğin riyakâr araf ortası, düş kanamalı hiçlik limanına Utku Aksu 07.09.2015 23:22 Detmold |