SELAMLAMA/AZAT ET BENİ EY TİN
küçük kız çoçuğu selamlıyor günü
tutuşuyor şafaklar kızıl karanfil mevsiminde pırıl pırıl çizmeler göndermiş babam bayram günü şekerlemeler incirler göndermiş uzak mavi iklimlerden çözülür elbet bir gün çözülür kutsal yazgılar mühürlü kapılar gotik yalnızlıklar düşer sararmış albümlere inmiş gökten lirik cennetimin meyvesi adı tin adı çoğalan mahrem bir yalnızlık dolaşıyor taş avlularda adın dilden dile akdenizden ortadoğuya medeniyetlerin derin öğretileriyle filizleniyor bereket ananın koynunda seninle bütün kutsal inançlar kuşlar aşıyor denizleri kanat kanat sarı solgun incir çiçeği gibi içimde giden sevgilinin boşluğu yelkenli bir tekne arkamda delice incir çiçekleri açmış göğsümde çıplak günahkar gönülçelen kadim medeniyetlerin kutsal meyvesi duy beni sarp kayalıklarda bile açarsın yadırgamazsın yerini duy beni ey tin duy iyileştir kadim yaralarımı tutundum kanadı kırık incir kuşlarına adın tin adın kuş öpüşü dudağımda sinadan anadoluya yazılmış yazgın yoksul derviş selamıyla kimi günahkar eylemiş seni kimi akdenizden ortadoğuya savrurmuş bal damlayan rayihanı eflatun kuşların kanatlarında azat et beni ey tin sinadan anadoluya muharem günü aşuraya tat mevlevi sofralarına mistik bir yalnızlık oluyor içi bal dolu incirler Andolsun ki incire zeytine anadoluya sevdik biz tepeden tırnağa varlık ile yokluk makamında çağ yanıgınında çoğalarak sevdik ölümsüz meyveleri alev alev azade sevgilerle bulutlar üstünden gülümsedik meleklere dirildi incir çiçekleri anısızın yalnızlığımızda uyuya kalıyorum incir mevsiminde gelin bebeğimle ağzında bal tadıyla küçük kız çocuğu selamlıyor kadim yalnızlıklardan incir kuşlarını anne neydi yiten incir çiçekleri sensiz açtı ilk yazda bense tufanlar bekliyorum göç türküleriyle avlular ortasında |