ne yaza ne kışa ne bahara
ne denize ne suya ne dağa
eskimeyen solmayan
ölümsüz bir
aşka ihtiyacım var
günler kararıyor git gide
bülbüller susuyor niçin
kuruyan şu yaprakları yeşerten
gönlüme ihtiyacım var
ruhumu alıyor gidiyorsun bildim
gidince daha bir eskiyor ömrüm
esen rüzgar kalbimden vuran avcı
dirilmek için
ölüme ihtiyacım var
açın pencerelerinizi üveyiklere
yakında kar geliyor biliyorum
kirpiklerime kadar düşüyor yası
kırklarla bir meclise ihtiyacım var
kerem eden sahibim benim
uykuyu gözlerime ver
kelimelerimi çalan hırsızlar duysun
lailahe illallah&
8217;a ihtiyacım var
korkulan dahi olur düşünde insanın
emin olduğum karşımda her anın
zavallı yangınımın külünü savuranın
yandıkça yanacak harına ihtiyacım var
gittiğim yolların sonuna varıp
cennetti cehennemdi neyse artık nasip
bütün yüzleri güldürüverenin
kapısında köleliğe ihtiyacım var