Tırtar / Musa
(askerlik hakkında muhabbet devam ediyor)
geride kalanı boş ver geriye kalan ömürlerinin en güzel, en genç çağında çıraklarının mesle(ği)ni öğrendi(ğ)i gençlerin evlendiği kiminin çoluk-çocuğu gavışdığı kiminin de yıllar yılı okuyup temteze bilgileriyle imtannara girecekleri yerde işe başlayacakları çağda “-geeeel bakalım askere” hem de gosgoca iki sene insan bildiğini unudur kambur üstüne kambur askerliğini yapmayanı memur etmezler işe almazlar gız vermezler adam yerine goymazlar “-ne len gayfada bile aynı masaya oturmazlar, oyuna almazlar” gençliğinin zirvesindeki adamın ömrünü yok say iki sene valla milli servet heba ki heba.. bey(h)uda, milleti, milletin emeğini heba ederler emme netçen ‘şeriatın kesdiği barnak acımaz’ derler asger milletiz ya yetiyo düşün ki onsekizinde okulunu bitiren bir gence durr! git dört sene sonra gel, hayatını, bu güne kadar öğrendiklerini, sevdiklerini, seni sevenleri beklet bi iki sene koy bi git ikki sene daha ne ders galı(r) aklında imt(ih)anda neydecen .. öğrendiğinin manası yoğusa neye okudular, mesarif ederler anlayana prava bi Gabış Musasının, bi de asgeriyenin işine akıl sır ermez” hinci sen orta-lise derkene altı sene daha dirsek çürüttün de(ğil) mi anayın-bobayının eme(ği)ni koy bi tarafa diplomoyu da cebine goydun “-biss!” ged esgere bambaşga bi insan ol gel! çoluk-çocu(ğu) bile unuduyo kimilerini valla izinden dönüp de ağlayanlar olurdu “-gızım beni tanımadı” diye içli-içli ağlarlardı iki gözü iki çeşme! “-dedik ya; bi Gabış Musanın, bi de asgeriyenin işine akıl sır ermez” “-Musa netmiş lennn…” “-daha netçek yau bi seneler Celepdaşlılar bunu fena benzetmişler valla sebep neyidi, tesadüfen bulunmuş, bulan filen olmasa, geberip getçek iki-üç hafta hasdane de yatdı köylü elbirlik etdi hasdane masırafı, abıkat parası ne gereğiyosa, bu dutdurmuş illa “Allahdan bulsun” garısının aklını erdirdiler de ma(h)kemeye verdi köylü gene döğeller filen deye gamyon gamyon daşındı ma(h)kemeye bir iki makeme derkene, seninki sulf olmuş, Ayıplarlılarınan neyeyse, birini köpek mi ısdırmış ne de senin ki töbe üsdüne töbe “n’oldu Musa Emmi” dedim “bak münafıklara uyduk biz kendimizi alemlerin hakiminin yerine goduk adamlara ceza vermeye gakdık, Canab-ı Allah kendi verirdi cezalarını töbe estağfirullah töbe” “peki amca” dedim, “sen ne günah işledin de Ayıplarlılar tarafından bu cezaya çarpdırıldın öyleye” … “ya da bizim köyün günahı neyidi bari onu söyle” “bu dünyaya imtama geldik imtama” dedi demek kiyne bu bi günaha girdi cezasını da bu dünnada Ayıplarlılar verdi “oh olsun” öyleye.. neyise boşverin, asker çocuğu dedim de askerin biri memleketine mektup yazmış “-bobacığım çocukları özledim ala ğel” bobası bir pazar günü torunlarını almış ver elini Bolatlı, o gün karargahta; herkes tıraş olup, içtima halinde bekler bütün bölükler bizimkinin adı anu(n)s edilince koşalak çıkar, on kişinin başında bir görevli ziyaret yeri bir uzaktır ki yayla yolu ğibi neyise, takım serbest edilince seninki ok gibi fırlamış buradan goca balamıd gibi bi mesafe herkeşden önüş alıvımış, parkın etrafını üç adımda aşmış, bu arada bobasının olduğu, barakayı anlamış o heyecanla barakanın kapısına varmış dinelmiş kalmış bobası varımış oğlu varımış kızı varımış emme; … seninkini bi telaş almış, hiddetle “- hani boba” demiş “- Fadime nerede” oğlu hiddetli, bobası şaşkın, “-ne Fadimesi” demiş ……. “-Fadimeee?” .. “-oğlum sen “çocukları öğsedim ala ğel” demişsin ben de aldım ğeldim” “- ben anasız çocukları ne yapcan boba Allah, Allah altlarını mı alacan, Allah’ın aşkına ...” demiş gerisin geriye dönüvümüş, söve-saya” "-aslı yokdur len, hiç olu mu öyle şey, uydurmuşlar” “-valla bilmen yalan, bilmen essah obalı söyleyennerin boynuna” “-amma…. "aslı olmasa kerem yanmaz", ataş olmayan yerden duman çıkmaz ya da osdurulmasa kokmaz” “ben size bi… … neyise boş verin!” |
başarılı güçlü kaleme tebriklerimle.Öyküsel şiirinizin
her bölümü benim için sürpriz oluyor.Hep şiirlerle
kalın efendim.Saygıyla.