karşının hiç durmadan yanan ışıkları ışıklardan korkuyorsan, karanlık da korkutur bir o kadar/ yorgan soğuk elektriğin icadından beri de insan üç hafta ömür veriyor insan kendine, üç hafta sonra tekrardan aynı insan kalabilmenin aklında yatan gizli güçler haykırabilsen, eskitme oluyor- doğan güneşe çare olmaksızın sonra işverenlerin diliyle konuşuyorsun, taze gelin, bebekli anne, sebepli baba neden değişiyor sonra sabit bir noktada kalması gerekirken, umutla özgürlük trajedisi bilakis neden aynı tonlamalar kurutuyor çayın en demli halinde yetişen şeker gibi, hiç sevmem
mutlaka çağrılınca da geri geleceksin gittiğin yerin pek önemi olmaz gitmemişken ilgi çeker ayrıca kıtalar afrika bir yılgı amerikadan biraz da şen ve sıcak çocukların kara dutlu ekmeğinde büyüyen iri kurtlar sallanıyor dişlerinin beyazlığı, daha beyaz memedeki sütten insan seviyor da sonra mavinin bir kız olup yürüdüğüne şahit olunca yuva da iki şişe bira kesiği geçmişin tozlarında yapışıyor rengarenk fon kağıtlarına rahvan diyorlar buna siyah ayakları, yüzü siyah, daha bir tedirginlik ağrıyan başa çekilen lastikli urba ağzı köpürüyor yalnızlığın, geç kalmanın hemen arkasında
nasıl anlatırsan yine de övülmesine anlam verilmiyor insan kıt kanaat aklıyla senin olmanın tarafıyla da gazete yapraklarına benziyor yırtılan bir sinek ağrısı, kansız ve tok iyi bir şeyler de hep içinde kalıyor
buradan sapıp, artık geri dönmeyi unutacağım yollardan geçip gideceğim bildiğim bir şey varsa ukalalığı izmarit, bilmediğim hiç alınmamış taze paket susamlı bir ekmeğin anlamı olmalı böyle güzel kokmasının
bağlaçlardan sonra adımlar geliyor/ bir zarfın üzerine daha ne kadar gidilebilir kaldı ki tesadüf değildi hiçbiri karnının üzerinde uyuklarken bir kedi
kalbim acıyordu
sonra apolitik saygınlığıyla yürüdü gitti her şey dış kapının zili kadar dikti duruşu
akşama ait kalınca her şey değişir, çapını kendi bulan daireler dolaşır aynı odanın iki lambası ikisi birden yanmalı makası sallıyorsan içinde yine de bir parça tırnak parçası kalmış olmalı gazete üzerindekilerden farksız kalbi kırışık sayfalarda tozlu hakikat bezlerini yukarıdan silkeleyen eller aşağıdan yukarı yükselen olmasaydı, taş taş üstüne kalmazdı
(c) Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve/veya temsilcilerine aittir.
Şiirlerin izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur.
'dâranalog' şiirine yorum yap
Okuduğunuz şiir ile ilgili düşüncelerinizi diğer okuyucular ile paylaşmak ister misiniz?
'dâranalog' şiirine yorum yapabilmek için üye olmalısınız.