ZAMANIN PERDELERİ, TOZLANMAMIŞ
zamanı tozlu perdeler almış buldum
son okuduğum satır arasında bu yalnızlık belki kimsenin olmasa da herkesin arasındadır aslında kıskançlık, ürkeklik baş başa bir soğuk toplantıda karşımda duran sessiz portresin kurumuş mu diye baktım avuçlarıma ne yana dönsem hayatsın aslında bu sarhoş,bu bi-beden hayalde nihavendlerin ahengine uzanırken işte bu sonbahar, mutluluk aslında mavi gökyüzüne bakıp duygulandığımız istemiştim ki zaman gayem olmasın çarkın içine hapsolmadan istedim ki döndürmesin başımı maziye dalan gözlere karışıp istedim silmesin yaşımı seni sitemkar eden sözlerin mi içine dert olan gizlerin mi tanımakta tek suç bizlerin mi? eskilere bakıp da aldanma miras sessizliğim gibi kar gibi öylece eridi ateş gözlerime karıştı resim kaldı mutluluk, dudağımda ellerime sarılıp sıkıca tanıdım dost denen dünyayı toz duman altında kalınca isyana sarılıp ellerimden kaçınca menekşe mutluluğu kaldı hayallerimde .../.... TOZLANMAMIŞ hani o gölgeler yanılır ya suretlerin sıcaklığına aldanmazdık kimsenin söyleyişlerine kayıp güneşi çoktur dar sokakların hiç umursamayan soğuk yüzlerinde bilirsin meydan okur gelen geçene sen de bilirsin ki aldırmazlık yatar geçmişin karanlık izinde çaresiz değil zamanın göz perdeleri aralanmıştır bir kez de olsa tarlalara benzetirim çoğu kez verimsizliğin üstünü örtmek gibi bir şey ama silinmez kalp ağrısı yüzlerde sanki her çizgisi bir yolken adımların final hiç olmamıştır kimi zaman baştan kavgasını vermek için çıkılmış leke çalınmamış hala bu çok yaşanmışlıkta minik bir fiske de olsa leke değil o sert yüzlerin içinde yükledikleri birçok renk vardır aslında aynı yerde gökkuşağı gibi bilirim onlar da yağmur kaçağı umutlar gibi, kuruyacak dememek için o bakışlar gölgelere gizlenip hayat verir nedense ve bir kez de olsa başlanır adım atılmaya yenilgiler üstüne çizgi çekmeye 17/09/2012 |