Çiçeğin düştüğü yerdesin
Çiçeğin son düştüği yerde kaldı,
Almak isterken unutmak geldi aklıma, Tekrar hatırladım rengini. Bir kenarda duruyor, yorgun değil sessiz gibiydi. Bekliyoruz kimseye ümit vermeden. Ümitsiz de olsa bu hikayeye bir yorgunluk daha ekliyoruz. Kimi çıkarsız desin, kimi çıkarsak kendini eklesin. Ve aynı cümlede vallahi suçum yok desin Çiçeğin tomurcuğunda bir gülümseme nefes alır, bir damla yaşla belirir o en güzel ağlatan şarkıyı duyunca. Ben her yalnızlıkta kalabalığı suçlayan bir utangaçlıkla beslendim. Ve sustukça yeniden hislendim Çocuklar gibi bir oyuncağa seslendim. Beni sakla, beni avut beni o yağmur bulutlarına serpilmiş ana kokusıyla uyut. Birazdan kalakalmış ve kimseyi tanımayan bir bakışla kimsesizce zamanın ellerinden tut Ela gözlerine beni de götür, Bir tozlu ayakkabı uyandırır soluksuz uçan kanatları. Pencereler sisli gözler ardında kırışık bir kıyafeti tekrar giydirir bedenine. Gelelim aynı tonda fısldayan sorunların nedenine. Soğuktu ve ürkekti karşında kocaman bir hayat seni yutmaya çalışırken Fark ermeden ve her şeyi sineye atmaya alışırken. Şiir gibi, nakış gibi, o aynı donuk bakış gibi. Üstelik kapılar çoktan kapanmış yüzüne. Sebebi ne olursa olsun o gün bir damla ile deniz olmayı öğrendim. Aldırma her saniye hüzünle zevk alıp dize gelip yenildiğinde bir dizede şiir gibi korktuğuna. Ne zaman bir balık olsam maviliğe öykünür yalancı zaman. Beni bıraksan artık dediğimde çirkin tebessümlerin elinde kirli paralar ki durmadan sayılan. Çekilmez oldun tortısu karanlığa sığınmış sevgi sözlerini ezberlemiş gibi ha bire zevksiz kusan. Çiçeğin düştüğü yerde kimseler aldırmasın bakmadığma bu en onulmaz derde. Benliğimde bir yolculuk var unutmadım nerde. Bazen sahte ve kimseye söyleyemediğimi gülümser de Çiçeğin rengine bürünür o kimseyle konuşamadığım yerde. Ki sen hala dönülmez sonbaharda asude yani sonsuz bir çisilti gibisin. Şimdi anlayacağın yaşta değilsin. Yarın çok geç olur umursamazlığım, Dünse bir rüzgara ödünç verildi kağıt parçasına sarılmış kalem gibi. Demem o ki biz nerede kalmışsak erken diye bekletilen bir mevsim gibi hissiz ve bizsizdi zaman bizden ayrı yaşayan. |