Okuduğunuz şiir 24.10.2015 tarihinde günün şiiri olarak seçilmiştir.
H.Aydın Akçakaya
VAZGEÇİLMEZ DEĞİLSİN
Cinsiyet üstünlüğü değil gerçek mesele Mesele kadın erkek yürümekte elele Sen ben kavgası ile zehretmeden hayatı Biz olmanın tadına varabilmek mesele
Usandırmam bilirsin arada naz yapsam da Gözlerinden yaş olup aktığımı görürsün Tanrıdan sonra sana ilah gibi tapsam da Vazgeçilmez değilsin bıktığımı görürsün
Sen ki öyle içimde gecemde günümdesin Kahvemdeki muhabbet çayımdaki demdesin Sürçü lisanla dilin boş bulunup ‘’ben’’ desin Umursamaz tavırla baktığımı görürsün
Daha nasıl anlatsam eksiğim sensiz yarım Gözlerinle söylesen yüreğimle duyarım Kır dedim dev aynanı bu kaçıncı uyarım Gönlümdeki tahtını yıktığımı görürsün
Duymamış olamazsın kadınların fendini Bekliyorum ne vakit aşacaksın bendini Uyuttum sanıyorsun dandini de dandini Danaları bostana tıktığımı görürsün
Sen satrançta şah vezir sen parlak hint kumaşı Demek öyle ben paspas ben basit dama taşı Bakalım kim kazanır başlattığın savaşı Galibiyet filmini çektiğimi görürsün
Bakma alttan alıp da güldüğüne çehremin Bu kez kararım karar kalem kendinden emin Şakağına dayayıp sana söz sana yemin Kurşun gibi harfleri sıktığımı görürsün
Şansını zorluyorsun bakma bana yüksekten Kaderine küsersin gün dilersin felekten Şöyle iki sallarım sık dokunmuş elekten Hiç ardıma bakmadan döktüğümü görürsün
Bıçak kemik misali çok oldun yetti artık Rağmenli sevmelerim kalmadı bitti artık Bir deli var karşında sabrı tüketti artık Ördüğün çorapları söktüğümü görürsün
Sevildikçe şımardın burnun masal dağında Sustururum bülbülü ötmez olur bağında Sudan çıkmış balığa benzettin ya ağında Denizleri kurutup yaktığımı görürsün
Yok başka bir izahı bunun başka tasviri Her gün farklı mezara gömdün ya diri diri Küstahlaşıp sen gibi deyip elimin kiri Elvedayı boynuna taktığımı görürsün
(c) Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve/veya temsilcilerine aittir.
Şiirlerin izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur.
VAZGEÇİLMEZ DEĞİLSİN şiirine yorum yap
Okuduğunuz şiir ile ilgili düşüncelerinizi diğer okuyucular ile paylaşmak ister misiniz?
VAZGEÇİLMEZ DEĞİLSİN şiirine yorum yapabilmek için üye olmalısınız.
madem iyisin anladık iyisin, ama neye yarıyor iyiliğin.
seni kimse satın alamaz, eve düşen yıldırım da satın alınmaz anladık dediğin dedik, ama dediğin ne? doğrusun, söylersin düşündüğünü, ama düşündüğün ne? yüreklisin, kime karşı? akıllısın, yararı kime? gözetmezsin kendi çıkarını, peki gözettiğin kimin ki? dostluğuna diyecek yok ya, dostların kimler?
şimdi bizi iyi dinle: düşmanımızsın sen bizim dikeceğiz seni bir duvarın dibine ama madem bir sürü iyi yönün var dikeceğiz seni iyi bir duvarın dibine iyi tüfeklerden çıkan iyi kurşunlarla vuracağız seni sonra da gömeceğiz iyi bir kürekle iyi bir toprağa
Bugün de buraya güzel bir şiir bırakalım Tebrik ederim
Ne iyi etmişsiniz; okuduğum muhteşem hecelerinizden sonra bir serbest şiirle vermiş olduğunuz selamın değeri ölçülemez. Çok teşekkür ediyorum, saygılar ve selamlar...
Dışardan okuduğumda da çok beğenmiş, günümün şiiri seçmiştim yanılmamışım.Bulunduğum ortamda ses dinleyemiyorum ,ama eminim hakkını vermiştir nefesiniz.Hem hece ,hem de serbest şiirlerde güzel yazan gönül dostuna sevgilerimle.
Günaydın Levent bey... Anlaşılmak ne güzel çok teşekkür ederim… İlk tespitiniz gerçek olan; Yani ‘’seni tanrıdan sonra ilah gibi görüp tapma derecesinde seviyorum amma sen vazgeçilmez değilsin yani tanrı değilsin benim verdiğim değerle kendini öyle görme bıktırırsın kendinden’’ ifade etmek istediğim buydu… Dizedeki –sonra- ve – gibi- sözcükleri aslında bu açılımı yapıyor ama bazı yanlış anlamaların önüne geçemiyorsunuz maalesef… Tekrar teşekkür ederim ilgi ve alakanız için… Şiirli aydınlık günlere… Saygılar selamlar…
Sevildikçe şımardın burnun masal dağında Sustururum bülbülü ötmez olur bağında Sudan çıkmış balığa benzettin ya ağında Denizleri kurutup yaktığımı görürsün
Yok başka bir izahı bunun başka tasviri Her gün farklı mezara gömdün ya diri diri Küstahlaşıp sen gibi deyip elimin kiri Elvedayı boynuna taktığımı görürsün
İslam'ı sözcükler üzerinden değil de keşke mânâsı ve mesajı üzerinden komuşabilsek... Şirk nedir? Şirk eylemdir. En kötüsü paraya tapmaktır! İnfak etmemektir. Bakın günümüze Türkiye'sine! Ne halde? %99 Müslüman'mış, öyle mi? Aslolan "Kuran Mümini" olabilmek.
Kuranı Kerim'in Mealinden tek satır okumayan, hurafelerle, gelenekle, kulaktan dolma bilgilerle yaşayan yüzbinlerce insan. Gerçek İslam nerede? * Her gün kul hakkı yiyen, vergi kaçıran ( o haram para ile Hac'ca giden) yalan söyleyen, kamu malını talan eden... on binlerce insan. * Kuran neyi emrediyor? TAKVA'yı... Takvalı olmak, ne demek? Takva, kaçınmak demek. Nelerden kaçınacaksınız? Yalan söylemekten, çalıp çırpmaktan, kul hakkı yemekten, yetim hakkından, doğayı katletmekten, hayvanlara eziyetten...
Ülkemizde bunları mı görüyoruz? Nüfus cüzdanına Müslüman yazmakla olmuyor bu güzellikler. Takvalı olmak, okumakla olur. Yani Kuran'ın ilk emri ile. Sarıkla, cüppe ile olmaz bu. Rahmetli Babaannem derdi ki "Kalp Hacısı olacaksın" Kırk yıl önceden. Bu günleri görmüş gibi.
Suudi Kralı öldü. 72 karısı vardı ve 25 milyar dolar serveti. Suudi halkı yoksulluk içinde. Bir avuç zümre (kralın sülalesi) akıl almaz şatafat içinde. Aynı şekilde Katar, Kuveyt, B:A:E. bir avuç insan refah içinde. Krallar, emirler, şeyhler... Buralarda Kuran okunuyor, değil mi? Bu adaletsizlik, eşitsizlik, Kuran'ın reddettiği, lanetlediği bir şey. Takvanın olmadığı yöneticilerdir asıl şirke bulaşanlar... Akıldan-izandan, merhametten yoksun çağdaş firavunlar...
Kul hakkı yemek... Yani zulüm, en büyük ŞİRK'TİR. *
Daha acısı, daha geçenlerde Sayıştay sordu Diyanet'e, "Hesaplarınızda 23 milyon (yeni para ile) açık çıktı, nerede bu para?" diye. Ne yanıt verdi Diyanet İşleri Başkanlığı? "Araştırıp seneye yanıt vereceğiz..."
Avrupa'da olsa, kim olursa olsun, hapisle cezalandırılır bu türden yolsuzluklar. Ya da bir özel bankada, bir müdür böyle yapsa... Ne olur? - olur canım, seneye kadar bekleriz seni..." mi derler? *
Diğer kurumlardaki (bakanlıklar, kamu bankaları vd.) yolsuzluklara alıştırdılar ama Diyanet... Aklın alacağı bir iş değil.
Topluma ahlakı öğretmesi gereken bir dini kurumunun haline bakın!
Kim Şirk'e bulaşmış?
* Burada bir müminin sorgulaması gereken şey "sözcük"ler olmamalı. Eylem olmalı. Kuranın lanetlediği ameller olmalı. * Haz. Muhammet'in üç temel özelliği (karakteri) şuydu:
1) Öksüzleri korumak, kollamak 2) Yoksulların yanında olmak (sadece doyurmak değil) 3) Yalan söylememek
* Bu üç özellik, toplumdaki her bireyin yapı taşı olmalı. *
Kuran, hemen her ayetinde der ki: "Siz, hiç akıl etmez misiniz?"
Ne yazık ki akıl etmeyen, okumayan-araştırmayan, bilimle-sanatla buluşmayan, dogmalarla, hurafelerle yönünü çizen büyük kalabalıklar var.
Ortadoğu, her gün kan-acı-gözyaşı. Kimlikler ve mezhepler üzerinden yaşanan Ortaçağ karanlığı. Türkiye'yi ikinci bir Yugoslavya yapma gayreti, bu bölgede yeni bir Kosova yaratmak...
Siz, aklınızı kullanmazsanız, ABD' nin, Batı'nın ( emperyalistlerin) uşağı olursunuz, kölesi olursunuz. Küresel Sermaye, silah tüccarları, sizi birbirinize kırdırarak depolarını boşaltıp milyar dolarları kasalarına doldururlar. Üstelik sizi sürekli borçlu çıkararak. İran-Irak Savaşı kaç yıl sürdü? Kim kazandı? *
Ne olur geniş bakalım hayata.
*
Kuran-ı Kerim'in Türkçesini okuyalım. Birkaç kez okuyalım. Anlayalım.
En büyük günah olan " kul hakkını" yemeyelim.
*
Şiire ideolojik bakmakta en büyük yanılgımız.
Yazılanı, estetik açıdan değerlendirelim. Şiir mi değil mi, ona bakalım.
Çünkü " ne yazıldığı çok önemli ama nasıl yazıldığı da en az onun kadar önemlidir. "
Biz, burada "Şirk iyidir" diye bir kavramı tartışmıyoruz. Kuran Mümini kimdir, nasıl olmalıdır, onu anlatmaya çabalıyoruz.
Cenab-ı Hakkın "affetmem" dediği tek şey "kul hakkı"dır. Çünkü hak, Allah'a değil, kuladır. Bunu kahvedeki adam da söyler ama pek dikkat etmez. "Kul hakkıyla karşıma gelme der Allah."
Kul Hakkı, Taha Suresi, 111. ayette geçer: "İnkâr ve şirk zulmünü yüklenmiş olan kimse, o gün hüsrana düşmüştür."
Zulmü yüklenmiş olmak... ne demek? Kul hakkı yiyenler, yetimi itip kakanlar, kamu malı çalanlar...
Siz bunları (günahları) işledikçe, zaten Şirkin içindesiniz demektir. *
Arayın bakalım Diyanet'in fetva hakkını ve sorun: Vergi kaçırmak nedir? Derler ki "kul hakkıdır."
Peki, vergi kaçırmak ve sonucunda edinilen servet nedir? Haram para/servet. Bu para ile Hac'ca (Umre'ye ) gidilir mi? Kesinlikle gidilmez. Diyanet'in fetvası, benim değil.
Hangi camide hangi imam, bundan söz eder? Hiçbir camide...
Hangi esnaf-tüccar vergisini tam ödüyor? Hiçbiri...
Hacca gidenlerin en az yarısı ticaret erbabı. Bunlara bu bilgiyi veren var mı? Sorgulayan var mı? Kul hakkı para ile yapılan Hac kabul mu? Elbette değil. *
Adam, yılda 50.000 lira vergi kaçırıyor. Sonra, Bayram gelince, 1.000 liraya kurban kesiyor ve sevap işlediğini sanıyor. Peki geri kalan 49.000 lira yani kul hakkı nereye gitti? Şirkin ta kendisi budur işte. Gösteriş yaptığınız...
Herkes, adam gibi vergisini tam öderse (yani çok kazanan çok, az kazanan az, adaletli biçimde) ne zekâta gerek kalır ne sadakaya. Çünkü Devlet herkese hak ettiği maaşı öder.
Siz, kaçırdığınız vergilerle, ev üstüne ev, araba üstüne araba alarak kul hakkı yiyorsunuz. Allah, servetin istiflenmesini istemiyor. İhtiyaçtan fazlasını infak etmenizi istiyor. İbadet, her şeyden önce Allah için çalışmaktır. Onun emirlerini yerine getirmektir. Yalan söylememek, yoksulun yanında olmak, yetimi/öksüzü korumak kollamak.
Bunları konuşan İmam var mı? Somut, hayatın gerçeğini...
Yok, yok, yok...
Akla ziyan hurafelerle uğraşan bir toplum, gerçek İslam'ı yaşayamaz.
Ve 1400 sene önce Hz. Hüseyin'in kafasını kesen Emevi zihniyeti, (kamu malını talan eden, kul hakkı yiyen) bugün yine hortlamış vaziyette ve IŞİD denen cellatlar, İslam'a en büyük kötülüğü yapmaktalar...
Şirk Allahın affetmem diye belirttiği bir günahtır. Konuşma şansımız olsaydı anlatırdım. İyi geceler ben fikrimi söyledim tebliğimi yaptım. Gerisi sizin ve şiiri yazan kardeşimizin sorunu. İster kendinize bahane bulun ister düzeltin. Konu benim için kapanmıştır. İyi gecelet
Şirk de günahlardan biri, hatta birincisidir. Bunu reddeden yok zaten. Ama en kötüsü, "Müslümanım" deyip de Kuran'ın emrettiği her şeyin tersini yapan Maun Mücrimlerini eleştirin. Maun Suresi bunun için indirilmiş. Yetimi itip kakan, en küçük iyiliği bile esirgeyen ama gösteriş için namaz kılan gafiller için. Bugünün Türkiyesi için. Kul hakkı ye, sonra da "ben Allah'a şirk koşmuyorum" de. Kimi kandırıyorsunuz? Ancak kendinizi. * Bakın küçük bir bilgi:
Büyük günâhların hangi günâhlar olduğu çeşitli ayet ve hadislere göre belirlenir. Farklı kişiler sayıları 7'den başlayarak 60-70 gibi rakamlara ulaşan büyük günah listeleri oluşturmuşlardır ve bu listeler birbirlerinden farklıdırlar. İlahiyatçı İhsan Eliaçık'a göre göre Kur'anda büyük günah deyimi çoğunlukla haksız mal edinme ile ilgili kullanılır.[1]
Büyük günâh sayılan fiillerden bazıları şunlardır: Şirk koşmak, Bir kişiyi haksız yere öldürmek, Savaştan kaçmak Livata ve zina yapmak, Büyücülük/büyü yapmak.[2] Yalan söylemek ve iftira atmak Domuz eti ve bunun benzeri gibi yenmesi haram olan şeyleri yemek İçki içmek Kumar oynamak Rüşvet alıp vermek Faiz parası yemek İsraf etmek Emanete hıyanet etmek Sünnet'i reddetmek, İnsanları çekiştirmek (Gıybet etmek) Kaş-göz işaretleriyle insanlarla alay etmek[3]
Günah işlemek ile şirki birbirine karıştırıyorsunuz bence.parayı çalmak günah Tapmak şirktir. Birinin hakkını yemek günahtır ve helaleşlmedikçe Allah affetmez.. Hurafelere en az sizin kadar düşmanım. Ama sanat için bile olsa Tapmak kelimesi kullanılamamalı. Çünkü sözlükte başka karşılığı yoktur. Mesele nasıl yazıldığı neden yazıldığı değildir. Yazılmışsa Allahtan başka herhangi bir şey için bu şirktir ki yazan kişinin dünyadaki hali Dr önemsizdir artık. Buyrun araştırın. Saygılar bizden
Kıymetli şair büyüğüm Sayın Büyükcebeci; Söylemek istediklerimin fazlası var eksiği yok yazdıklarınızda. Şiir adına gösterdiğiniz hassasiyet için tüm kalbimle teşekkür ediyorum size. Saygı ve hürmetle iyi ki şiir var…
Bana köle derler sana sultan Sen yine kendini güzel san Tepende taç emrinde ordu olsun Başına tacı takan köle değil mi ---Haydar Şahinbay....saygılar emeğine sağlık çok güzel
Şiir güzel hatta çok güzel lakin ilk dörtlükte kullanılmış olan Tapmak kelimesi bütün anlamını kaybettirmiş. Ben Tapmak, yaratmak vs. Allaha has kelimelerin bu kadar ucuz kullanılmasını tasvip etmiyorum. Allah korusun insanı şirke götürür. Bu şiire güzel dersemde aynı şeye ortak olmuş olurum. Saygılar bizden
Sayın Ukut; Öncelikle ziyaretiniz ve en azından ilk dörtlüğü okuduğunuz için size teşekkür borçluyum Tapmak kelimesi bakın TDK da nasıl anlamlandırılmış: 1) İlah olarak tanınan varlığa karşı inancını ve bağlılığını belirli kurallar çerçevesinde göstermek 2) Tutku ile sevmek, bağlanmak ‘’ Bütün Bucaklıların bana taptıklarını anlıyorsun.’’ Ö.Seyfettin 3) Birine çok değer vermek
Varlığı mutlak olan Allah’ın sıfatlarından bilinmeyeni bilme, yaratılmamışı yaratma, yaratılmışı yok etme, görülmeyeni görme, duyulmayanı duyma, alemde tasarruf etme yani dilediğini dilediği gibi kullanma yetkisi, dilediğini hidayete erdirme, dilediğini saptırma, dilediğine verme, dilediğinden alma gibi özelliklerini elhamdülillah ben Müslümanım diyen herkes biliyor ve inanıyordur benim de inandığım gibi. Şirk koşmak Allah’ın bütün bu sıfatlarının bir canlıya, bir eşyaya, O’nun tarafından yaratılmış herhangi bir varlığa (melek, cin, şeytan, güneş, ay, yıldız, taş, dağ.. vs vs) atfıdır diye biliyorum ben Kuran’ın Arapçası ve Türkçe mealini okumuş biri olarak.
Ve şunu da biliyorum ki beni,sizi ve dahi bütün kainatı yaratan Allah tapmak kelimesini hatta siz atlamışsınız ben hatırlatayım ilah kelimesini yazarken ne düşündüğümü, neyi vurgulamak, neyi ifade etmek için o kelimeleri kullandığımı şüphesiz ki sizden çok daha iyi biliyor. Çünkü siz ancak yazdıklarımı görebiliyor ve onu okuyabiliyorsunuz. Oysa Allah onları yazarken benim kalbimi ve düşüncelerimi de okuyup görebiliyor. Yanılıyor muyum?
Bu yüzden ben vicdanen çok rahatım ve şirk koştuğumu düşünmüyorum. Çünkü benim için önemli olan sizin söyledikleriniz ve düşündükleriniz değil beni yaratana yani Allah’a duyduğum inanç, onun sonsuz gücü ve merhametidir.
Sizden özellikle rica ediyorum lütfen yanıt vermeyiniz… Her ikimiz de söyleyeceğimizi söyledik diye düşünüyorum.
Burası bir edebiyat sitesi ve ben burada ne sizinle ne de bir başka arkadaşımla bu tür konularda tartışmak ve sonunda ne kırmak ne de kırılmak istemiyorum. Ben size hakkımı helal ediyorum siz de helal edin sağlıcakla kalın…
İslam'ı sözcükler üzerinden değil de keşke mânâsı ve mesajı üzerinden komuşabilsek... Şirk nedir? Şirk eylemdir. En kötüsü paraya tapmaktır! İnfak etmemektir. Bakın günümüze Türkiye'sine! Ne halde? %99 Müslüman'mış, öyle mi? Aslolan "Kuran Mümini" olabilmek.
Kuranı Kerim'in Mealinden tek satır okumayan, hurafelerle, gelenekle, kulaktan dolma bilgilerle yaşayan yüzbinlerce insan. Gerçek İslam nerede? * Her gün kul hakkı yiyen, vergi kaçıran ( o haram para ile Hac'ca giden) yalan söyleyen, kamu malını talan eden... on binlerce insan. * Kuran neyi emrediyor? TAKVA'yı... Takvalı olmak, ne demek? Takva, kaçınmak demek. Nelerden kaçınacaksınız? Yalan söylemekten, çalıp çırpmaktan, kul hakkı yemekten, yetim hakkından, doğayı katlekmekten, hayvanlara eziyetten...
Ülkemizde bunları mı görüyoruz? Nüfus cüzdanına Müslüman yazmakla olmuyor bu güzellikler. Takvalı olmak, okumakla olur. Yani Kuran'ın ilk emri ile. Sarıkla, cüppe ile olmaz bu. Rahmetli Babaannem derdi ki "Kalp Hacısı olacaksın" Kırk yıl önceden. Bu günleri görmüş gibi.
Suudi Kralı öldü. 72 karısı vardı ve 25 milyar dolar serveti. Suudi halkı yoksulluk içinde. Bir avuç zümre (kralın sülalesi) akıl almaz şatafat içinde. Aynı şekilde Katar, Kuveyt, B:A:E. bir avuç insan refah içinde. Krallar, emirler, şeyhler... Buralarda Kuran okunuyor, değil mi? Bu adaletsizlik, eşitsizlik, Kuran'ın reddettiği, lanetlediği bir şey. Takvanın olmadığı yöneticilerdir asıl şirke bulaşanlar... Akıldan-izandan, merhametten yoksun çağdaş firavunlar...
Kul hakkı yemek... Yani zulüm, en büyük ŞİRK'TİR. *
Daha acısı, daha geçenlerde Sayıştay sordu Diyanet'e, "Hesaplarınızda 23 milyon (yeni para ile) açık çıktı, nerede bu para?" diye. Ne yanıt verdi Diyanet İşleri Başkanlığı? "Araştırıp seneye yanıt vereceğiz..."
Avrupa'da olsa, kim olursa olsun, hapisle cezalandırılır bu türden yolsuzluklar. Ya da bir özel bankada, bir müdür böyle yapsa... Ne olur? - olur canım, seneye kadar bekleriz seni..." mi derler? *
Diğer kurumlardaki (bakanlıklar, kamu bankaları vd.) yolsuzluklara alıştırdılar ama Diyanet... Aklın alacağı bir iş değil.
Topluma ahlakı öğretmesi gereken bir dini kurumunun haline bakın!
Kim Şirk'e bulaşmış?
* Burada bir müminin sorgulaması gereken şey "sözcük"ler olmamalı. Eylem olmalı. Kuranın lanetlediği ameller olmalı. * Haz. Muhammet'in üç temel özelliği (karakteri) şuydu:
1) Öksüzleri korumak, kollamak 2) Yoksulların yanında olmak (sadece doyurmak değil) 3) Yalan söylememek
* Bu üç özellik, toplumdaki her bireyin yapı taşı olmalı. *
Kuran, hemen her ayetinde der ki: "Siz, hiç akıl etmez misiniz?"
Ne yazık ki akıl etmeyen, okumayan-araştırmayan, bilimle-sanatla buluşmayan, dogmalarla, hurafelerle yönünü çizen büyük kalabalıklar var.
Ortadoğu, her gün kan-acı-gözyaşı. Kimlikler ve mezhepler üzerinden yaşanan Ortaçağ karanlığı. Türkiye'yi ikinci bir Yugoslavya yapma gayreti, bu bölgede yeni bir Kosova yaratmak...
Siz, aklınızı kullanmazsanız, ABD' nin, Batı'nın ( emperyalistlerin) uşağı olursunuz, kölesi olursunuz. Küresel Sermaye, silah tüccarları, sizi birbirinize kırdırrarak depolarını boşaltıp milyar dolarları kasalarına doldururlar. Üstelik sizi sürekli borçlu çıkararak. İran-Irak Savaşı kaç yıl sürdü? Kim kazandı? *
Ne olur geniş bakalım hayata.
*
Kuran-ı Kerim'in Türkçesini okuyalım. Birkaç kez okuyalım. Anlayalım.
En büyük günah olan " kul hakkını" yemeyelim.
*
Şiire ideolojik bakmakta en büyük yanılgımız.
Yazılanı, estetik açıdan değerlendirelim. Şiir mi değil mi, ona bakalım.
Çünkü " ne yazıldığı çok önemli ama nasıl yazıldığı da en az onun kadar önemlidir. "
Cinsiyet üstünlüğü değil gerçek mesele Mesele kadın erkek yürümekte elele Sen ben kavgası ile zehretmeden hayatı Biz olmanın tadına varabilmek mesele
Usandırmam bilirsin arada naz yapsam da Gözlerinden yaş olup aktığımı görürsün Tanrıdan sonra sana ilah gibi tapsam da Vazgeçilmez değilsin bıktığımı görürsün
Sen ki öyle içimde gecemde günümdesin Kahvemdeki muhabbet çayımdaki demdesin Sürçü lisanla dilin boş bulunup ‘’ben’’ desin Umursamaz tavırla baktığımı görürsün
Daha nasıl anlatsam eksiğim sensiz yarım Gözlerinle söylesen yüreğimle duyarım Kır dedim dev aynanı bu kaçıncı uyarım Gönlümdeki tahtını yıktığımı görürsün
Duymamış olamazsın kadınların fendini Bekliyorum ne vakit aşacaksın bendini Uyuttum sanıyorsun dandini de dandini Danaları bostana tıktığımı görürsün
Sen satrançta şah vezir sen parlak hint kumaşı Demek öyle ben paspas ben basit dama taşı Bakalım kim kazanır başlattığın savaşı Galibiyet filmini çektiğimi görürsün
Bakma alttan alıp da güldüğüne çehremin Bu kez kararım karar kalem kendinden emin Şakağına dayayıp sana söz sana yemin Kurşun gibi harfleri sıktığımı görürsün
Şansını zorluyorsun bakma bana yüksekten Kaderine küsersin gün dilersin felekten Şöyle iki sallarım sık dokunmuş elekten Hiç ardıma bakmadan döktüğümü görürsün
Bıçak kemik misali çok oldun yetti artık Rağmenli sevmelerim kalmadı bitti artık Bir deli var karşında sabrı tüketti artık Ördüğün çorapları söktüğümü görürsün
Sevildikçe şımardın burnun masal dağında Sustururum bülbülü ötmez olur bağında Sudan çıkmış balığa benzettin ya ağında Denizleri kurutup yaktığımı görürsün
Yok başka bir izahı bunun başka tasviri Her gün farklı mezara gömdün ya diri diri Küstahlaşıp sen gibi deyip elimin kiri Elvedayı boynuna taktığımı görürsün
Hicran Aydın Akçakaya
O KADARRRRR diyerek bu şiire hem şapka çıkarır hem de imza ne ki, kalıbımı basarım...
var ol MAVİŞİM. Her daim gönlümde be duamdasın bebişim. Öpüldün
"Tanrıdan sonra sana ilah gibi tapsam da" tamam şiir dili ama tapma derecesindeyse, kulluğa, eyvallaha razı olmalısın. Şiir bütünü razı değilm diyor. O halde bu dize garip kalmış, diğer dizeler yalnız bırakmış çünkü.
Bugün yeteri kadar şiir okumamanın cezası, kaçırmışım. Güzel şiir.
Bir düşünür demiş ki: “Çaresiz kaldığım zamanlarda gider, bir taş ustası bulur, onu seyrederim. Adam belki yüz kere vurur taşa; ama değil kırmak, küçücük bir çatlak bile oluşturamaz onda. Sonra birden, yüz birinci vuruşta taş ikiye ayrılıverir. İşte o zaman anlarım ki taşı ikiye bölen o son vuruş değil, ondan öncekilerdir.”
şiirdeki kurguya bakılırsa o son darbe henüz yapılmamış...
teşekkür ederim değer verip okuduğunuz için sayın Can...
Bakma alttan alıp da güldüğüne çehremin Bu kez kararım karar kalem kendinden emin Şakağına dayayıp sana söz sana yemin Kurşun gibi harfleri sıktığımı görürsün
Helal olsun.Bütün kadınlar adına teşekkür ediyorum.
İçeriği ve tekniği ile harika bir şiir.Çok beğendim.
Elinize gönlünüze sağlık.Ancak bu kadar güzel anlatırdı.
Yok başka bir izahı bunun başka tasviri Her gün farklı mezara gömdün ya diri diri Küstahlaşıp sen gibi deyip elimin kiri Elvedayı boynuna taktığımı görürsün
Sitem sevgiden doğar derler ama bu kadar ezadan sonra sevgi kalmaz sanıyorum.
Adnan beye de yazdığım gibi taşı parçalayan o son darbe henüz gelmemiş olmalı ki hala sevgi var... şiirin kahramanının bizzat bana yaptığı itiraf bu...
Sen satrançta şah vezir sen parlak hint kumaşı Demek öyle ben paspas ben basit dama taşı Bakalım kim kazanır başlattığın savaşı Galibiyet filmini çektiğimi görürsün
offf :))
adam gibi kadınsın vesselam
fazla söze gerek yok
insanın kendine olan güveni yükseliyor resmen işte bu işte bu
arada bir kendini kötü hissettiğinde burada almalı soluğu
eşitlik kavramı bile üstünlük çağrıştırır....lütfedilmiş gibidir. eş kavramını , bir olanın parçalarının eşliğini , sitemlerle anlatan günümün şiirine selamlar.
anladık iyisin,
ama neye yarıyor iyiliğin.
seni kimse satın alamaz,
eve düşen yıldırım da
satın alınmaz
anladık dediğin dedik,
ama dediğin ne?
doğrusun, söylersin düşündüğünü,
ama düşündüğün ne?
yüreklisin,
kime karşı?
akıllısın,
yararı kime?
gözetmezsin kendi çıkarını,
peki gözettiğin kimin ki?
dostluğuna diyecek yok ya,
dostların kimler?
şimdi bizi iyi dinle:
düşmanımızsın sen bizim
dikeceğiz seni bir duvarın dibine
ama madem bir sürü iyi yönün var
dikeceğiz seni iyi bir duvarın dibine
iyi tüfeklerden çıkan
iyi kurşunlarla vuracağız seni
sonra da gömeceğiz
iyi bir kürekle
iyi bir toprağa
Bugün de buraya güzel bir şiir bırakalım
Tebrik ederim