DÖNGÜSEL GECE TRAVMALARI - UNUTMAMA ŞEHRİNE YOLCULUK
günler uzamaya başladığından beri daha zahmetsiz sabaha ulaşmak
saat:00:45 güzel şeyler yazmak istiyorum karanlık buna engel değil lakin nasıl anlatabilirim aşınmış bir taşa suyun suya kavuşmak arzusunu ya da denize ulaşamadan kuruyan ırmağa aslında bunun bir son değil de yeniden başlamak olduğunu
saat:02:20 sık sık ellerimi yıkamak için yerimden kalkıyorum suya sabuna dokunuyorum sık sık gece soğuk gecenin yüzü asık insanlar ölüyor sık sık çocuklar kadınlar gencecik fidanlar ateş düşüyor yoksulluğun kalbine sık sık ve bu çoğu insanın umurunda değil insanlardan soğuyorum midem bulanıyor migrenim tutuyor sık sık aynaya bakıyorum acı bir tebessüm gittikçe derinleşen çizgiler her biri birer gözyaşı yatağı ağzım deltası gözyaşlarımın
saat:02:30 ellerimi kurularken tekrar göz göze geliyorum kendimle bugün dünden farklıyım bazı şeyleri biliyor olmak istemediğimi de fark ediyorum o anda çünkü insan çoğu zaman bildiği şeyler yüzünden çekiyor en büyük acıyı avunmaya ihtiyacım var canım kendim elini uzatıyor saçlarımı okşuyor gözleri hâlâ üzerimde -bildiklerin birer damla hicran bilmediklerin okyanusun senin sakinliğin bu yüzden bu yüzden bereketli suskunluğun yarın bugünden daha tecrübeli uyanacaksın diyor kendimin uyuyamadığımdan haberi yok bunu bilmek güzel avunuyorum
saat:03:40 bir yeşilçam klasiğinin tam ortasında buluyorum kendimi içimi titreten bir gülümseyiş yayılıyor yüzüme çok uzakta olmayan bir köy orada kalbimin içinde benim köyüm dağlarında kekik kokuları deresinde çamaşır yıkayan kadınlar gülen oynayan şarkı söyleyen şen çocuklar elimde tahta bavul az sonra unutmama şehrine kalkacak olan trenin son yolcusuyum feritin ve diğerlerinin yaşamıyor olduğu gerçeğine inanmak istemiyorum sonra sen geliyorsun aklıma dünya güzeli bir ses ağaç dallarındaki olgunlaşmış elmaları döküyor kucağıma ‘’bu dünyayalandünya yalanyalanyalandünya’’
saat:05:10 nefes alıp verdiğin halde alıp da veremediğin hissi çok yorucu içime sığmaz oluyor kendi içim daralıyorum an be an kalkıp balkon kapısını açıyorum badem ağacım yalnız değilsin der gibi duruyor karşımda tatlı bir esinti yalıyor yüzümü aceleci bir çiçekle selamlaşıyoruz ilk sert rüzgarda düşecek dalından belli ama öyle güzel ki
saat:06:30 sokağa çıkıyorum denizle kavuşmamız lazım kestirme bir yol var sağı solu beyaz duvar duvarda kırmızı yazılar hızlıca yürüyorum köşeyi dönünce sahildeyim gözlerim vefayı arıyor vefa yok vefa kayıp bkz:VEFA umut kesilmiyor gidenden gözlerim hâlâ vefayı arıyor yürüyorum mevsim kendinden usanmış ben ölümden kırılmış soğuk erken gelen bahara gücenmeden
(c) Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve/veya temsilcilerine aittir.
Şiirlerin izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur.
DÖNGÜSEL GECE TRAVMALARI - UNUTMAMA ŞEHRİNE YOLCULUK şiirine yorum yap
Okuduğunuz şiir ile ilgili düşüncelerinizi diğer okuyucular ile paylaşmak ister misiniz?
DÖNGÜSEL GECE TRAVMALARI - UNUTMAMA ŞEHRİNE YOLCULUK şiirine yorum yapabilmek için üye olmalısınız.
Tüm ömrün muhasebesini bir geceye sığdırmış şiir. Yavaş yavaş kazanılmış güzelliklerin ani çöküşünü yaşayan kuşak olmanın tüm ıstırabı yansımış mısralara. Her evde yedi kardeş her mahalle koca bir evken Evde tek başına herkes demenin güçlüğü; Tadı kaçmış ekmek, cansıkıntısın dan içilen suda susamışlığın bizzat kendisi.Cenaze haberlerinin Sabah selamlamasına dönüştüğü kaypak bir dünya. Yahu Kardeş bu travma yı tramvay zannediyor zaman. Penceresinden sarkan ideoloji filamalarının altında binlerce taraftar. Yok yok arama. İnsan senin kadar. Lar sız. Sen değilsin Yalnız kalan İnsanlık.kendine zulmetme Olur mu. Annesi olduklarının Kimi Damat Kimi gelin.Hiç bir şey değil senin.Kainatı kucaklamak isteyen kanatlarını kırma Olur mu. Regaip kandili Ümitlerini yeşertsin. (Amin)
Geceler, her zaman bana daha cazip gelmiştir. En verimli olduğum, sıkıntılarımı ortaya serip derdime derman aradığım, aşk şiirlerini en çok okuduğum, hüznüme bulanıp en dibe sardığım, anılarımdaki sapla samanı en güzel ayırdığım... gibi 'en'li bütün duygularımı geceleri yaşarım. Belki de o nedenle, ben benimle kalabildiğim için geceleri çok severim.
Şiirinizden de bu çıkarımı yaptım. Üstelik sizin şiirlerinizde adını koyamadığım bir yakınlık da yakalıyorum. Tıpkı bu şiirinizde de olduğu gibi.
Büyük harfla yazılan VEFA şiirin çıkış, şairin de kırılma noktası diye düşündüm.
Merhaba Serap Öğretmenim, gece konusunda hemfikiriz sizinle ben de severim geceyi, kendimle dertleşmeyi, yüzleşmeyi, hesaplaşmayı. Gönlümü okşadı yazdıklarınız, ve sizin yorumlarınıza çok değer veriyorum sayfamda olmanız gerçekten kıymetli. Dikkatinizden kaçmamış VEFA şiirin kırılma noktası evet ve büyük harfle altını çizdiğim ve bakınız diye işaret ettiğim aslında benim VEFA isimli bir yazım. Burada tevriye yaparak hem bulduğum ama şimdi kaybettiğim Vefa'yı anmak istedim hem de yitirdiğimiz vefa duygusunu. Çok teşekkür ediyorum ve içtenlikle selamlıyorum sizi, iyi ki buradasınız. Sevgiler çokça.
UZUN İNCE BİR YOLDAYIZ GİDİYORUZ GÜNDÜZ GECE: Bazen zamanı durdurup bazen de o akışa kayıtsız koşulsuz teslimiyetlerle. Su gibi akıp gitmiş bir yol öyküsü .Çok güzeldi Hicran hnm
bu şiir ikimizi anlatıyor sanki özellikle 3.40 dan sonrası beni. biliyorum herkes kendini bulmuştur ama en güzel ben buldum sanırm :) Seldacığım. ❤ ve sen canım. oku oku bitmeyecek derin bir mesele.
Elifciğim oldu ben test ettim, mesaj kutunu iletişime kapadın, lakin bahsettiğin şahıs sen bu işlemi yapmadan önce yazmaya başlamıştı sana yanılmıyorsam ve o şahıs kendi mesaj kutusundaki seninle olan iletişim penceresini kapatmadıkça sana yazabilir. Onu engellemen lazım. Engelle gitsin.
Mesaj kutusunu açınca hemen solsa mesaj ayarları bölümünden kapatabilirsin Elif. Hay Allah üzüldüm, sıkma canını diyeceğim ama sıkılmış zaten. Geçmiş olsun.
uyuduk uyandık güldük ağladık düşünüp kederlendik çok az da olsa gülümsedik de... bir ömürden daha fazlası kendi tadında yaşamak sancıydı şiir okudum hem de hayranlıkla.... tebrikler Kardeşim
İnsanların arasında iken kendimi kutuplarda şortla geziyormuşum gibi hissediyorum. Bir süre sonra ne acı kalıyor ne de his. İçim ise bir buzdolabı. İçimdeki soğuk dışarıdaki soğuğu eritiyor. Bu kez de ellerimden başlıyor sızlama. Diyorum ki; hangisi daha çok?
Bazen unutmak ilaç gibi gelir kabuğuna dokunsan ince ince kanayan yaralara. Ki bazen unutmamak ilaç gibi gelir he olana ve bitene. Yaşamak meziyetli iş. Ölmek zahmetli..
Yorumsuz ilerliyoruz vesselam..
Seni okumak da ilaç gibi.. Sevildiğini ve yüreğimde güzel olduğunu hiç unutma..
Annesi olduklarının Kimi Damat Kimi gelin.Hiç bir şey değil senin.Kainatı kucaklamak isteyen kanatlarını kırma Olur mu.
Regaip kandili Ümitlerini yeşertsin. (Amin)