3
Yorum
8
Beğeni
0,0
Puan
1988
Okunma
Tütün kokulu ellerimle yazıyorum bu şiiri Lina
Bugün günlerden Çarşamba
Hiçbir güne devrilmeyecek gibi,
Kıyametin provasını yapıyorum beynimde.
Ben şair, sen şiir, gece fail
Zarf ve yüklemin arasında
Bu derde nail ben
Yine o mağlup asker gibi,
Sırf ardımdan su döktün diye
Ölümlere tez gidip geldim.
Ah Lina,
Yaşamın sağdıcı atandım dünyaya,
Bir ölüm debelenir içimde oysa,
Kürdili-hicazkâr makamında.
Oturup ağladım sonra ekmek bulamayan çocuklara,
Ah Lina
Hiç dokundun mu Bağdat caddesindeki taş duvarlara,
Oluklarında yosun bitmiş,
Kentin günlüğü gibi delik deşik.
Şimdi hüzün mevsimi değil biliyorum ama
Keder kuşanmış mürekkep.
Ve
Annenin kehanetleri hala beynimde,
Simsiyah bir çelenk.
Ah Lina,
Şimdi bir hüzün kitabının önsözüsün,
Senden başlıyorum okumaya.
Harflerin dallarında adamlar asılıydı.
Gölgesinde cellatlar…
Hikayenin kahramanı tam bir sahtekar.
Oturmuş bir taburenin üstünde,
Sana
Bana
Ona
Erkeklik taslar.
Ah Lina
Gözlerim ayrılıyor bu şehirden,
Yani gözlerinin ülkesinden,
Yani senden
Arşın arşın taşınırken hücrelerim.
Bitkin bir saksının rahminde büyüttüğüm akşam sefalarına,
Vestiyere,
Aynaya,
Yılgın notlar bıraktığın sehpaya
İyi bak Lina.
Ben biraz öleceğim
kendine de…
pynst.