bir başına yürürken sevmek
kaldırımlar geçiyor altımdan
bir camekana sessizce selam verip sılamı cebimde taşıyorum ve her öldüğümde seni yaşıyorum bir ses var sessiz sedasız usul usul bir ses senin en katran yerinden uykulu bir yürek kalır kalabalıklarda duygulu ürkek filizleri karanlığa sürdüm sürgün kelepçelerin tat verirken bir cami avlusu bir soğuk şadırvan ve şakırdayan su zamanın çingene uğultusu her yan toz duman tek soluyuşta tek divan ve gurbete uçan yeşil kuşlar gibi kaldırdım ellerimi ve sesin yok olur kül rengi ürperişlerimde bir damla derya olur dudaklarımda bakarım sen gelmişsin kapıma kapım kilitli yedi renk belirir ellerinin dokunduğu yere seni buldum yasaklarımda ve ses oldu sesin ve dudakların içimde gürlesin kalbim seni bana mühürlesin |