KAÇ EKMEK BİR ÖLÜM
"bu şiir 17 mayıs 2014 tarihinde
SOMA maden kazasında hayatını kaybeden kardeşlerime ithafen kaleme alınmıştır..." Hani bazen ağlarız Teskin içindir yüreğimizi bu ağlayış Sessizlikle bir bağ kurar dilimiz Ne söylesek yetmez, kesmez Bitmez katran karası acılarımız Damla-damla düşer keder Elemler çizme boyu Ve bir gerçek şimdi kardeşlerimin yüzünde; Hiçbir kara bu kadar temiz olmamıştı Hiçbir ekmek bu kadar helal! Sahi en son ne zamandı Anaların, eşlerin, kardeş ve evlatların Bir soluk kadar kısa Ve bir ömür kadar uzun bu bekleyişleri Hangi yaramıza dokunsam şimdi Aynı ses duyulur her yanımızdan Sarı kamış mı? Marmara mı? Van mı? Bırak kardeşim bırak! Kapkara yüreğimi temizlemez bu k/ömür Ellerimi çekeyim mi soma? Ekmeğiniz kirlenmesin! Kardeşlik vardı hani Uhud da içilmeyen suyun susuzluğunda Ölümü içmek daha hiçti kardeşliğin coşturan o lezzetinde Ölüm içilmiş su dökülmüştü toprağa Kazanan kardeşlik olmuştu ölüm meydanında Şimdi bir kardeşlik daha var soma da Namus ve şeref kokan bir nefesin uğultusunda; ’beni bırakın Mahmut’u çıkarın, o evli eşi hamile’ Allah’ım! Nasıl titremesin arz bu söze! Uzun mu uzun, okunmaz bu cümle... Bir de şu yüreğimi titreten annenin feryadı Mustafaaaaaaaammmmm! Ekmeğimi verin gideyim abiler Olmadı öleyim ekmeği götürün sizler Ne büyük bir kavga bu Bir ekmeye öl-öl bitmiyor Ve şimdi ellerimi gözyaşlarım yine yakıyor Biraz Filistin, biraz Mısır, biraz Suriye Ve kapkara bir SOMA var avucumda... Buyurun beyler, siz ısının bu kömürle Cennet bizi ister Duymadınız mı? Şimdi karalar en temiz yüzler... Alnımıza baktılar ilkin Derin iki çizgi Keder ve hüzün Onur ve Şeref Sordular hani; Bir daha çalışır mısın orda? Çalışırım tabi, çaremin bir tek hali var Bir tek hale bin tane yüzle bakarız Bembeyaz yüzde hep Nur var sanırız Unuttuk oysa azizim Bazı Nurlar Siyah olur! |