KIR hecenin belini, yine meydani inlet Uzat dosta elini, gönlümüzü serinlet!
MECİT AKTÜRK
nişangâh seçilmişiz okları yaydan çıkmış zamanın durağında aşkım infilâk eder tanrısal âleminde yârim açık saçıkmış ehl-i kitap âlimi insanı solak eder . sensiz yaşamı bilmez verilmişse teselli oldukça izdihamda cândaki müteselli omuzlarım değiller şu kalbim mütevelli meleğine; hamamcı, kendini tellâk eder . çınlıyor arkasından istinad duvarlarım salkımları suyundan, meyimi yuvarlarım isyân eşiklerine mahkumdur duyarlarım baş vurulan her devâ aklı muallâk eder . şu cinsimi çarmıha çakıp atıyor musun güneşine... tan vakti, çekip gidiyor musun demekki senin için beni güdüyormuşsun gece yarıyı nikâh, gündüzü talak eder . bir yoksulum demeye dilim elin vermiyor sultan olsak bu rahmet bak hayır mı şer mi yor her yerimiz sevgili, aşkımız mahşer mi kor dökülen hatıralar gül eder leylak eder zabıt tutar paçadan yoksa istimlâk eder
(c) Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve/veya temsilcilerine aittir.
Şiirlerin izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur.
Muâllâk şiirine yorum yap
Okuduğunuz şiir ile ilgili düşüncelerinizi diğer okuyucular ile paylaşmak ister misiniz?
Muâllâk şiirine yorum yapabilmek için üye olmalısınız.
Böyle şairleri okudukça kendime olan şair yakıştırmam değerini ve geçerdliliğini yitiriyor. Ben asla böyle olamam diyorum kendi kendime. Ama okudukça fark edemesem de kendimi de geliştirmiş oluyorum. "Öğretmen şairler" sağ olsun! saygı ve selam ile,
çınlıyor arkasından istinad duvarlarım salkımları suyundan, meyimi yuvarlarım isyân eşiklerine mahkumdur duyarlarım baş vurulan her devâ aklı muallâk eder
Gerçekten hecenin belini kırmışsınız.Beğeni ve hazla okudum hocam.
Kalem kuvvetli, diyecek sözümüz yok. Derindekilerin tamamını su yüzüne çıkarabilmemiz için tefekküre ihtiyaç var. Hayran kaldığımı söylemeliyim. Kaleminiz her daim keskin olsun. Gönlünüze, yüreğinize sağlık.
nişangâh seçilmişiz okları yaydan çıkmış... Karar kılınmış bir kere, "ben yer yüzünde bir halife yaratıcıyım. " zamanın durağında aşkım infilâk eder... Sonra big-bang "buuummm..." tanrısal âleminde yârim açık saçıkmış, en açık, en sade dizelerden biri, tanrısal olmayan alem mi var sanki... ehl-i kitap âlimi insanı solak eder... İşte bu dize muhteşem bir eleştiri, yerli yerinde cukk diye oturan bir eleştiri. Kitabı sağdan verilenler ve soldan verilenler, (bir yerde arkalarından verilenler diye de bahsettiği aklımın bir kıyısında kalmış) Ne demek bu sağdan verilenler, soldan verilenler, arkalarından verilenler, kimlerdir.
İşte ehli kitap alimi o kitabın manasına yaşarken eremediklerinden ölünce, sır olunca o manaya ererler. Bunlar aynı zamanda kitabı arkalarından verilenlerdir. Sağdan verilenler ise, ölmeden önce o kitabın sırrına ermişlerdir. İşte bunlar da sağdan verilenlerdir.
sensiz yaşamı bilmez verilmişse teselli Nefsini bilmeyen Rabbini bilemez, dünya meşgaleleriyle avunur durur oldukça izdihamda cândaki müteselli Ancak nefsine yetmez insanın bunlar, candaki asıl teselli isteyen hep yeni bir şanla izdihamdadır. omuzlarım değiller şu kalbim mütevelli Sağa sola selam vermeme bakmayın, asıl olan insandaki kâbedir. meleğine; hamamcı, kendini tellâk eder...(Bu dizeyi açmamam gerekiyor)
şu cinsimi çarmıha çakıp atıyor musun çarmıh, çar/mıh, dört çivi, dört kapı... Artık nasıl desem bilemem. güneşine... tan vakti, çekip gidiyor musun Gece ve gündüz... Gece sırdır, bâtın dır, gündüz zuhura çıkar, bir yere gitmez... demekki senin için beni güdüyormuşsun...Ne sandın gece yarıyı nikâh, gündüzü talak eder... Mana başka tabi, Allah cc her yerde değildir, her şey Allah tadır, gün ikiye ayrıldı ki çalışalım değil mi. ;)
Bu kadar yeter.
Bu arada, Bekir AKBULUT (İhlasi) üstadımın bu yorumuna tamamen katılıyorum.
hay senin idrakine kurban olayım de kapına kul olayım yeter ki bil ki biliyorsun vesselam hakk yaşatmayı da nasip etsin o ol da emanet yerine ulaşsın ya hu İNŞAALLAH
BUYRUN MİLLET BEN ANLATSAM DERLER Kİ YOK YAAA başkası deyince hızır oluyor vesselam zati hızır o yüzden yok mu ?
çınlıyor arkasından istinad duvarlarım salkımları suyundan, meyimi yuvarlarım isyân eşiklerine mahkumdur duyarlarım baş vurulan her devâ aklı muallâk eder
aklın yolu bir maviye Mecit kardeşin yorumuna takıldı gözlerim ben başka bir açıdan tutunacağım şiire :)
Omurgası sağlam şiir Bazı kısımlarına anlam veremesem de, mesela Evet Tanrısal alem? Hüda; Farsça Rab; İbranice köken olarak Tanrı; Türkçe Hüdasal alem gibi mi? Ya da Rab sal alem Yanılmaktan O’na sığınırız Ki hiçbir kelime Allah muazzam ismini karşılayamaz amenna Ve O, kitabında Kendinden bahsederken: "Enallah" / "Ben Allah'ım" buyurmaktadır. Allah isminin Arapça kelime yapısındaki özelliği gereği, harfleri tek tek kaldırılsa bile anlamı bozulmayan “tek kelime”dir Allah isminin lafzında bir camiiyyet yani toplayıcılık vardır. Baştaki elif kaldırılırsa "lillâh'' olur, bu da Allah demektir. "Lillâh"daki birinci lam kaldırılsa "lehû" olur, bu da O’na işaret eder. Bu "lam" da kaldırılsa "hû" olur ki yine Allah’ı ifade eder. Hatta "hû"daki gizli "vav" kaldırılıp "he" kalsa yine Allah’a delalet eder. Çünkü "hû" isminin de aslı "he"dir. ''Vav'' asıl değil, ilavedir.
O, Allah (celle celâluhû) tır Farsilerin hüdası Ibranilerin rabbi Türklerin tanrısı Ve herkesin Allah’ı Nedir bu tanrı kelimesinin içinin boşaltılıp mitolojik, anlama yakışmayan erotik betimlemelerinin kullanılması anlamak mümkün değil Şiir samimi ve değerli Teşekkürler şiir için Saygımla
kısır da mı alsın şiirler benim şiirlerimde neye maal olursa olsun eski kullandığım üslubu geliştirmeye çalışıyorum aynı kelimeleri tekerrür etmemeye çalışıyorum
mesela nasıl kafiye sonrası redifler ile az buz oynayarak o nasıl iş o iş şöyle bir harf değiştirerek ya da eş harf ekleyerek bir dörtlükte bir kez olmak kaydıyla ya da şiirde iki kez
yanii dediğim gibi hata yok mütezile mezhebindeki gibi geniş ya hani :)))
bir beklentim yok dostum şiirim bu ona da sizin iteklemeniz vesile oldu
şiir eş ses bile uyar kafiye olmasa dahi bence öyle yanii adamlar şiirde kafiyeden çıkıyor redif ile birkaç izin oluyor bu şiirde bana göre rediften kafiye yok tabiri caiz ise redifte koskoca şiirde bir ek harf bir de değişmiş harf var o da en sondan iki altta
şu cinsimi çarmıha çakıp atıyor musun...................at güneşine... tan vakti, çekip gidiyor musun..............git demekki senin için beni güdüyormuşsun....................güt gece yarıyı nikâh, gündüzü talak eder
bir yoksulum demeye dilim elin vermiyor.......................ver sultan olsak bu rahmet bak hayır mı şer mi yor...............şer her yerimiz sevgili, aşkımız mahşer mi kor.......................şer dökülen hatıralar gül eder leylak eder zabıt tutar paçadan yoksa istimlâk eder
bunlar kafiye bölümleri de yanlış olabilir tabii ki :) yoksulca bakarsan hata yok bunca geniş mezhebiyle:))
tüh yaf o kadar da özendiydim dostumun yaktığı ışık parlasın diye :))
Yok Mecit abi. Bizim buralarda bir söz var, altın düşmanın... Kolumda altı düşman takılı. Yükte ağır pahada hafif ne bulursam kârdır.... Malum borç ödeyeceğim :)))
neden sevgilerin en büyüğünün göstergesi değilmidir dostum ben im BEN İN peygamberi
BEN dediğimiz şey nefsimiz olgunlaşınca yangımız, közümüz .................................................................... diğer kapıdan bakınca benim; benim peygamberim demem çok güzel senin hooop benim de peygamberim demen daha da güzel :))
pay edelim hadi tüm aleme yeter de artar bile :( , , , , , ,
O zaman "ehli kitab / ehl-i kitap " demek doğru olur. "Kütüb " cem'i (çoğul) olsa da K.Kerim'deki örneği öyledir.
Eğer ironi yapmadıysanız " tanrısal " yerine "İlâhî âlem " demek daha uygun düşmez mi sizce? "Tanrısal " görüntü anlamında biraz mitolojiyi andırıyor sanki.
kitap ehlinden bahis etmiştim üstadım bilirsiniz yok böyle olsun derseniz başım üzerine değiştiririm
tanrısal alem şu ki bu bir algıdır tanrısal olmıyan alem yoktur içinde bulunduğumuz kütlesel alem de dahil de bu tanrı nın adı benim peygamberimin öğretilerinde Allah cc. olarak geçer yalnız bakıp gören göz, kalp gerekir