Orta Okul Anıları / Yeryatağı
haznesine ispirto koyup,
gazocağını pompalardı, benden büyük olduğu için, yemeği Mustafa Abi yapardı yemek dediğimizde genellikle bulgur aşı çeşni olsun diye arada bir de kumpir doğrardı aş suyunu çekerse “kaz yemi” olur adı -ala sulu - olunca, yufka üzerine yayardı tıka basa yemeden üstünü çırpar kalkardı “-ben yedim Allah artırsın arkadan kalkan sofrayı kaldırsın” hemen yatağına girer ders çalışırdı arkada kalan sofrayı toplardı, iki laşık, bir dığan bir dekapağı yıkardı önce ben kaldırırdım sekiye dürüp yorganımı döğeşimi, yastığımı değilse yüklük, boyumu aşardı sabunla yıkardık çamaşırlarımızı ve yatağın altında ütülerdik… ceket-pantolon ve sıkmamızı ayda bir pazar günü belediye hamamı, kolumuzda emanet kutucuk anahtarı nihayet hamam parası küçücük sabun hamamdan pahalı cumartesi akşamları “Çınar Sineması”na giderdik. diğer günler öğretmenler tığlarlardı biri yerli, diğeri yabancı iki film izlerdik herkesin adımı benden hızlı koşarak eve gelirdik donardık kışları duvarlarda artist fotoğrafları yatak içinde kafiyeler belirleyip şiirler denerdik olmadı mı olmazdı! DİPNOT gumpir / kumpir : patates ala-sulu: henüz suyunu tamamen çekmemiş tığlamak: gizlenerek takip etmek, denetlemek, sipere çekilerek gözlemek, saklananı bulmak için saklanmak.. üzerimdeki emeği, kişiliğime katkıları için Sn Mustafa Karakurt’a saygılar sunar ellerinden öperim |
Kalemin susmasın
.....................Saygılar