kerahet
kararttım ivecen günlerimi
gözüme güneş battı şimdi bütün dağlarımda tatarcık sesi biraz geyik izi yordamım biraz üveyik zeytin dalı leylekleri getirdim bir bir güneyden yormamıştım oysa soğuktu daha toprak bin şükür uğuldadı yol ayağımda şordan kaldırıp dereyi yatırdım yatağına saydım bir bir balıklarını bir çift su sineği dal hışırtısı gibi birden uykusamışlık dinledim ve anladım sular seller gibi bakmayı eriyip gidiyor taş uğunup gidiyor düş böceği ne ki şenlikli kapılardan kalma bu telaş sarnıçlarda tütsülenmiş yalnızlığımız kerahete girdi toprağa koyduğum ölü teşekkür ederim...saygıyla... |