heryer can pazarı her köşe kan g’ölü aklıma sadece kitaplar düşüyor ben kitaplara yürüyorum anne..
yeşillikti oysa bizim vadiler hıdrellez bereketi süslerdi penceremizin önünü begonya çiçekleri huzur umuttu fesleğenler sevdalar bestelenip dillerde dostluklar incelenirdi sık elenip itina küpünde inceden d’okunurdu hatıralar
şimdi kalplerimiz kırık, hatırlar bin parça dumanında boğuluyoruz yaktığımız türkülerin memleket havası genizlerde is kara bir gün havası dünyaanne mevsim hep matemli güz
tüm mesele adîl olmakta aslında, tüm mesele kendimizde şuursuz beyinler kukla oldukça, dengesiz dengeler pusuda, keskin sirkelerimiz kabında eksilip, eskimekte..
hani renksiz bir hâl alır kimi zaman hayat siyah olursun onca rengin içinde, en fazla kirli bir beyaz âh diyorum bi çay içsek geçecek gibi herşey düşünüyorum -hayali bile güzel- sonra çay içelim diyorum anne! şiir demleyip âşklı roman yazalım savaş günlükleri yerine.. bu memlekete şiir lazım delimsel hallerimize kanaat, mola versek kendimize mesela kendi haline bıraksak kendimizi bile ..
.
.. âh ben kendini bırakıp insanlığa öykünen yıldızı sönmüş ışıksız Zühre düzensiz mantığım, karmaşık köhne ey benim uslanma’yan ahvâlim ağla şimdi inceden tükenmişliğine yan ve sükun’et zaman zâyi vakitlerden kıyâm’et...
(c) Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve/veya temsilcilerine aittir.
Şiirlerin izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur.
Matemli Güz şiirine yorum yap
Okuduğunuz şiir ile ilgili düşüncelerinizi diğer okuyucular ile paylaşmak ister misiniz?
Matemli Güz şiirine yorum yapabilmek için üye olmalısınız.
bir gece sessizliğidir iki eli yakamda bir kadın bilirim yüreğini söküp anılara iliştiren bir fesleğen küskünlüğü yada bir papatya çığlığı üstelik iki gözüm gök kuş/ağı ana kucağı soğuk renkleri boğuk neresinden bakmışım bu portreye soluk öksüz gözlerinde bir mavi
şiir gerek diyor bu memlekete öylesine masum birazda umut olsun bunca acı kan ve gözyaşı arındırır belki kirli yürekleri belki bir yudum çay unutturur her şeyi gel gör ki zaman akıl labirenti kelâmım kalemime külfet yine bir hiçliğin koynunda cümleler
üzerine çöken bir sis ağır bir yas bir kadın bilirim dilinde sitem içinde bir orman yangını göğsünde saklı anne kokusu neydi sebebi bunca mesafenin kim çaldı sevgi anlyansını nedendi bu hasrete meftunluk ardı sıra dönsün diye yollara serpiştirdiğim bunca göz yaşı gitme diyen kaç çığlık biriktirdi içinde kaydı yok yaşayan ölülerin bilirmisin kefensizdir onlar makberi anılarla bezeli bir süliettir hayatın içinde dilek ağacına asılı mavidir onlar kararsa da yürekleri
ah delalım ince sızım dünyam kararsa da her gelişimde varlığınla aydınlanırım yinede katmerli bir acıya mihmansın bilirim bundan sebep sana senin sesinle seslenirim yüreğime bin mayın döşerim zıvanası bozuk ayar tutmaz kelimelerim bir kadın bilirim adı çiçek yüreği nar öpüveririrm alnından usulca bir şiirin biraz sen biraz ben ararım sözlerinde velhasıl çiçeğim bir limana uğrayan geçikmiş bir gemiyim affet afet beni yüreğine geçiktiğim için.....
-Nitera-
nitera tarafından 8/12/2015 3:37:22 PM zamanında düzenlenmiştir.
Merhaba değerli kalem, Eserin her zaman olduğu gibi güzel ve demini almış bir şiir.Biz de bu güzel şiirini okuyor ve kutluyoruz, yalansız, riyasız. Gönlüne, ömrüne bereket, Kaleminin mürekkebi hiç kurumasın, ilham perileri ayrılmasın yanından, yalnız bırakmasın bir ömür seni.Bu şiir vesilesiyle seni, sonsuzluğun sahibine emanet ediyor,sağlıkla sağlıcakla kalasın diyorum.
Her yas’lı kelimenin bir anlamı vardır. Vurur bizi can evimizden. Bütün hüzünlü bulutlar gibi, bazen de yağmur gibi: ağlatır kelimeler.
Kaç zamandır kelimelere anlam katmakla zorlanıyorum, hissedemediğim acılar ile birlikte bazen de bütün duygularım tarumar oluyor. Hal buysa eğer sessizlikle başlayan çığlıklarım bazen de çekilmez ve kanaması durmayan bir yaraya dönüşüyor dudaklarımda.
Susuyorum, biliyorum ki kimse de konuşmak istemiyor. Bütün bu kısır döngü ve cinayet sebepleri birer birer yargılıyor insanlığımı. Hiçbir ölüm hiçbir sebep ile bağlantılı olmamalıdır. Hiçbir sebep bir ölümü getirecek kadar büyük değildir. Ve hiçbir neden bir can’a kıymamalıdır. Bütün yaşananlar ve ideoloji karamsarlığı karşısında benliğimizi kemiren bu görüntüler, gazeteler ve haber başlıklar. Sansüre uğrayan ve buğunu nesneler arkasında gizlenen hiçbir iz, bize olduğundan çok masum gösteremez.
Tüm mesele adil olmakta da değil aslında, adaleti topluma yansıtmakta. Hiçbir iyi düşünce gerçeğe dönüştürülmediği ve hayata yansıtılmadığı sürece toplumlara bir yarar vermez.
Savaş günlükleri ve hatıra mezarlıkları. Bütün bu olanlar, kanım çekiliyor ruhumda. Erken öleceğimin garantisidir bütün gördüklerim. Teorik cümleler de kurabilirim şimdi, okuduğum kitaplardaki gibi kafa karıştırıcı veya herhangi bir düşünceye ait olmayan, hayal ürünü samimiyetsiz cümleler. Buna gerek yok, en azından şu anda ve şimdilik.
Kendi halimize bırakmamalıyız, çünkü bunca sessizlik ve gürültü içinde yalnız kalmak pek iyi bir fikir değildir. Sadece bizi daha çok yağmalar içimizdeki boşluklar. Ağlamalıyız, gözyaşı olan hiçbir düşünce yapısı kötü değildir. İnceden ağlamalıyız, hep içimize –içimize-