BÖYLE GÜNLERE ÇOCUKLAR DOĞMASIN!
Gök kubbenin kapısını çaldım
gece delindi dün akşam sildim düne ait ne varsa dağ gibi içimde gerindi anılarım çakmak gibi çaktı gittikçe çattım çarptım kapıyı çarpar gibi yüzüne yıldız mı şimşek mı anlıyamadım ne vaad edebilirdimki bu karanlık gecelerden sonra doğan bir güneş değilim kuru bir canım gecenin sonunda Bu kaçıncı biter diye beklediğim karanlık günlerin bir serçe ol gel kon satırlarıma ne para ne pul para etmiyor bu saatten sonra her şey yaş bak düzen değişiyor ne Kıbrıs eski Kıbrıs ne Şam eski Şam artık bağdattan yol sorulmasın beynimin içinde bütün bombalar İnfilak mayın döşeli ne yorgan ne yastık telli duvaklı gelinler çocuk doğurmasın ana olsada olmasada ne olacak ölecekse çoçuklar doğmasın daha yeğ yalnız başına yaşanır iki kişilik aşklar hüsran olur genç iken bekleyişler kocayınca kalır dudaklarda sevinçler her gün ellere bayram olsa ne çıkar ateş düştüğü yeri yakar ölümlü ayrılıklar yıldızları erken söndürdüm dün akşam kuşlar avutmaz oldu bak yine sabah içimden geçen ne bir şarkı var hepsi ölü kentlerin içinde gömüldüler ne hüznün eski güzelliği ne sevdiğin belli bulutlu sis çöken gözlerin ne bakışı nakış gönlümün ucunda bir serçe tek çağırdığım yol bulsa gider miki ucu başı belli değil sonsuzluğun Nurten Ak Aygen 26.07.2015 |