YABAN!!Hızlı geçiyor günler, gelecek oldu dünler Salçalı kuru ekmek, acı tütün başında Öyle tatlı gelirdi paslı parmaklar ile Tavşan kanı isli çay, bir topan peynir ekmek Sazlık çardak altında yoktu ki koyu gölge Ayaklar çırılçıplak! bütün yaz sere serpe Ağaç gölgelerinde geçer bütün çocukluk Çocukluk yaşamadan, ömürler geçer gider Kuş öter sevinirsin, sabah serinliğinde Kuyu suyu çekersin, yerin derinliğinde Karpuz kavun mis kokar güneşi gördüğünde Kara laptan bal damlar boynunu büktüğünde Yazların gelir geçer tel araba, bez bebek Otları sarar durur bahar tırtıl kelebek Emeksiz olmaz toprak tütün pamuk her dilek El açarak duanın rahmetinde bereket Kalmadı uzaklarda hayatında tat ve renk Eski don eski şalvar yeni fistan bayramlar Her bahar papatyalar donanır kırlar bayırlar Toprağına gömülen hayaller ve savaşlar Bir çocuk doğar her gün dünyayı değiştiren Bilmezsin yaşadığın masal olacak birgün Gümbür gümbür yüreğin her mevsim sana düğün Küstüğün barıştığın topraktır hep dövdüğün Kıymetini bilmeden harcadığın şu ömrün Gün gelip hesap sorar gökteki yıldızlardan Ayışığında sessiz pencerenin önünde Geçmişten sana kalan bin hatıradır yaban!! Nasıl geçti o günler sanki bir rüyâ gibi Acı tatlı kolkola kar ile boran gibi Anlaşılan çocukluk sap ile saman gibi Geçti bahar çağları tadını alamadan Çok yol aldık geçmişten ne umdunda ne buldun Bulutlar kabarmışlar gözlerin dünden dolgun Bir garip halin artık gül benzin sarı solgun Yüz çevirdin toprağa yüreğin kırgın yorgun Kalmadı dudağında eski gülücük artık Uzaklara dalıyor gözlerin uzaklara Yeni eski karıştı bir garip yalan dünya Çoluk çocuk düşüncen dökülür tüm yollara Eski tas eski hamam ellere düğün bayram Bu gün yarın tez geçer dünya denen köprüden... Nurten Ak Aygen 07/07/2018 |