GÜNEŞİN GÖLGELERİ 4
4. Bölüm
..... Boş sayfalarda gizli sevdaları; Görünmez yazıyla yazılan kaderleri, Toprağın suya susamışlığı kadar sevdiriyordu. Davud, yorgun gözlerini ayırmıştı Rabia’dan. Bakışları içindeki bütün fırtınaları, Durdurmaya yetiyordu aslında. Fakat zaman ayrılmaları gerektiğini fısıldamıştı. Saat gece yarısına çeyrek vardı. Davut yorgun gözlerine inat Yastığının altından çıkardığı günlüğüne baktı. Sonra kaleminin ucunu sivrilterek Şu sözleri yazdı. "Bulutlardan özgürlük dilenen yağmur gibiyim. Öteye bir cümle sığdıramıyorum, Geriden gelen kelimeler kadar yorgunum aslında. Sen yoksun, aşk’ta kimmiş" -Şair olmak bu kadar zor mu? Fakat onların aşklarını yazmak güzel. Offf bir tütün yakmasam da olmaz şimdi. Tek içkim de demli bir bardak çay. Davut sözlerine şöyle devam etti. "Onun o bakışları içimdeki bütün fırtınaları durdurmaya yeter. Yıldızlar üşüsün bu gece Güneş doğmayı unutsun Gölgeler karanlıkta kalsın Ben bu gece düşüneceğim sevdamı. Rabiasız olmak istiyorum, yalnızlığım kıskansın onu. Bu "günlük" şait olsun ki, özlemek istiyorum sadece, Sen yoksun, aşk’ta kimmiş" Bir mizah gibi diziliydi sözleri. İpek yumakların saçlarını kıskandığı kadın Davut’un yokluğunu bastırmaya çalışıyordu. Yerdeki karıncanın mutluluk savaşını Güneşin doğuşundan batışına kadar Gölgelere bağlıyordu. Gece ilerliyor, zaman hakikatinden ödün vermeden akıyorsu sabaha. 4. Bölüm sonu Ferit Ali Karasu (Bu cumartesi sabahını tüm kadınlarımıza armağan ediyorum)...Saygılarımla... |
Dizelerin bütünlüğü,çok güzel.
Takibimdesiniz..kutlarım yürek sesinizi,
şiire verilen emeği...sevgimle...saygımla...