İLERLERKEN MÜREKKEBİN ÇAMURUNDA...
Koşullanmış sığınağında
Kelimelere uzandı şairin eli Ki arayışın hükmündeydi İlk günden beri. Kanıksadığı düşleri bin bir İmge ile ilintili dünden Dokunan bir hayalet belki de Kimi zaman. Tutsağı ne çok kelam; Sırnaşık, laubali bir düşünce Edimi sayısız izlek Sayısız hatırat kıvranırken Mürekkebin dibinde. Can bulmaktı amacı Oysa nasıl masum nasıl yalın… Türevi aşktı Çoğu zaman yansıyan o hüznün, Kıyısında devindiği o uçurum Nasıl nasıl da derin, Düşmemek olsa da tek dileği. Ölümdü aslında Son isteği yeniden Can bulduğuna kani her yeni Dizede. Kalemi ve kalbi diz dize. Süreç izafi, Süreç anlamsız, Süreç sıradanlığın çok uzağında. Ayracı iken farkındalık Satır arası uğradığı Her hezimet. Kanarken yarası, Kınarken virgülü noktası Avaz avaz. Son bulmak ise aldığı en büyük yara Her şiirinde, her imgede Ve ilerlerken mürekkebin çamurunda Bata çıka. Yordanası her edim, Duyguları ise sahip olduğu Yüreği hibeli çoktan: Ne öksüz ne yetim, Yanarken ve yakarken için için Kafiyelerin büyüsü kadar Hayatı nasıl da gerçek dışı. |