Tanrı beni bağışlasın
sizi anlattım uzun bir zaman, sizi, nasıl olduğunuzu bilmeden
genç ellerinizi bir kadın olgunluğunda
dokunurken semaya
saçlarınızdan başlamalıydı kutsanmak
nasıl bir Ortaasya, hazin bir coğrafya
toplayıp acılarınızı sürseydiniz buralara
alnınızdaki uzun bir sefer olurdu aşk meydan harpleri
gazisi gözlerim

güneş batarken rastladım size
siz bir ışık, şavkı fezanın
bu gülüşleri saklamalıydı anneniz
soluk benizli bir çocuktum ben, hayli mutsuz
yanına koyduğum kitap, çekin bakışlarınızı
transmatik bir kayboluş çekerdi gözlüğünüz
ezanlar biter de kırmızı ışıkların bekleyişinde
kendimi kaybedersem nefesinizi bırakınız
rafa kaldırılmış poseidon düşerdi saçlarınızdan
bu tutku yenik

karşı geliyorum bu saçmalıklara
bizim çocuklar da sizi görse severdi ya da seni
ürkek göğüslerinde kuzular melerdi
bir kıyamet kıyılırdı kıyımdan
günahın dibine kadar da siyah dolaplar
yağ biriktirmek renkli gülüşler
vızıldar sinekler
bir çocuk çığlık atar da uyanır
karnında çarpışan araba
okşanırken daha uzun sevgi

saç diplerinden sonbahar uçlarına
bana benzediğini söyleme kötü şeylerinin
hep dediğim gibi benzememeli sevenler birbirlerine
işte mucize mezarlık taşı atların işediği
iyi sevişiriz bayram gecesi
kırbaçlanır uygulamasız sistem hataları
kişi error bağırır gözlerinizde
ama siz ya da sen süreyya
uzayda kalmasın sizi bağırışlarım
çeneniz yaslanırken toprağa
bir güzellik akşamıdır doru vaatler
kalınız ya kalın öylece

ben zaten düşündüm
okşasaydınız bir kedi gibi olmayan saçlarımı
bana söylemeyin ya da söyleme kötü adamları
perde arkasında hep gitmeler var
su gibi iz bırakmadan
uçup gitmeden
ne yazık ki vazgeçerim gülerseniz
midye kadar lezzetli o yanaklar
ziyanı yok kuruturuz
ellerinizle çağırırsınız ne de olsa kederi
elleriniz, genç ellerin büyüyor süreyya
size pervin demekten haz duyacağım
hep dü tek
senden bir üniseks yıldız doğmasın
bir de lahana sarma

o sokakta taşın altında uyuyan örümcek olayım
ağımı yırt da yaşa
yine de bırakma ellerimi

siz gezegen hanım, siz yer çekimi nedir bilir misiniz?