SES
ellerin bir mabed kadar sıcak biliyorum
çağırsam imanî gevşek kalbim zincirini kıracak sende kalan yüzüm insanlık bendeki yol yordam bilmez hani çağırsam seni oturup bana ellerini anlatsan çeşmekeşini vurdum duymazlığın pirim mezhebinden soğumuş gözlerim alabildiğince karanlık Pervari’yi bilirmisin birde kır pidesini nasılda soğuyor ölüm hissediyormusun. garson kız bisiklet bile süremiyor. düşlerinde beyaz atlı bir şems/pir. çok açımtrak bir sabah günaydın dedi bana. sonra mini etekli bir lise talebesi gibi coşkun bir düş düştüm gözlerine kaçak bir bardak çay kıvamında kalacak yerim yok senden ileride bir cumhuriyet varmı bilmem çöpten ekmek toplayan çocuğun rejiminden istiyorum birde bana bir atkı örermisin |