’’sarı saçları olan bir şiir yaz bana yakasına iliştirip çocuk düşlerini öp alnından
bir cumartesi meydanlara dökülünce tedariksiz sevdalar ve serseri bir şarkının kucağında uyurken ben fesleğen kokulu bir rüzgarla dayanıp kapıma gel ansızın’’
bir akşam vakti laciverte çalarken gökyüzü sırtımızı yaslayıp terkedilmiş bir duvarına şehrin masallar anlatalım kimsesiz çocuklara
kırlangıçlara su içirelim avucumuzdan sonra sokak kedilerini besleyelim yalınayak yürüyelim yağmurda sırılsıklam bir ıslığı musallat edip dilimize arşınlayalım ıssızlıktan üşüyen sokakları geceye devrilirken akşam
olur olmaz kahkahalar atalım denize verip yüzümüzü maviye yakın yolu yeşile değen hayaller kuralım sayalım ki aşığız sayalım ki dört mevsim bahar
yıldız tozları dökelim başımızdan aşağı pırıl pırıl bir sessizliğe bürüyelim derme çatma gürültülerini aklımızın kıvrılıp bir düşün dizlerine yalnızlıktan yorulmuş bir iğde ağacının altında uyuyakalalım
sen iyisimi sarı saçlı bir şiir yaz bana içinde maviye çalan yolu yeşile değmiş bir sevda olsun..!
(c) Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve/veya temsilcilerine aittir.
Şiirlerin izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur.
yıldız güncesi şiirine yorum yap
Okuduğunuz şiir ile ilgili düşüncelerinizi diğer okuyucular ile paylaşmak ister misiniz?
yıldız güncesi şiirine yorum yapabilmek için üye olmalısınız.
Berrin Taş 'Şiirden insan kokusunu toplamaya geldim' diyor ya, 'Günce'nin saçlarına düşen yıldızları tek tek topluyorum aynı duyguyla.. Üstelik zaman,izdiham yaratan Cumartesi..
Bugün bir arkadaşımla birlikte okuduk şiiri..Bana,Günce'de sanki üzülen bir insan var' dedi..Sonra şöyle konuştu.'Tam karamsarlık diyemeyeceğim,nasıl desem,kırılgan bir serçe gibi' dedi.. O an aklıma gelen ilk söz,şöyle diyebilir miyiz olmuştu; Suda oynamak için gittiği derenin kurutulduğunu gören çocuğun hüznü gibi mi?..İkimizde yalnızca susarak onaylamıştık.. Bu defa kendisine tam şiirde Maviye yakın düşleri soracaktım,vazgeçtim..O kısmını narsistçe bir istekle kendime bıraktım..Kim bilir belkide hoyratça bir söz değmesin istedim o an.. İnsan Yıldız Güncesi'nde gezinirken parmak uçlarında yürümeli çünkü.. Üstelik,tepemizde lacivert gökyüzü,dilimizde serseri şarkılar,üstümüze yağan yıldız tozlarını duyumsaya duyumsaya..
-Bir filmin kareleri gibi izledim,okudum- Pırıl pırıl bir günde uzun uzun bir mektup yazmalıyım duygusu sarıyor heryanımı.. Sistemin bizlere dayattığı aşka inat,gözlerinden öpe öpe sırılsıklam bir Günce'yi kucaklarsın..Sevgisiz bir çağda bolkeseden sevmenin bütün hünerini nakış nakış işleyerek.. Sonra akşam olur,şairin iğde ağacanın altında uyuyakalırız.. Düşlerimizde çerden çöpten hayallerle.. Sonra sabah olur..Cumartesi naifliğinde uyanırsın.. Saçlarımızı savuran rüzgarda denizin kokusu.. Gözlerimiz dört mevsim bahar tutkunu..Gör bak,sabah pencereyi araladığında nasıl da bir başka sokak çıkar karşımıza.. Koşar adım çıkarsın sokağa..Kaldırıma düşmüş sevda kokusunu toplaya toplaya yürürsün bir ömre.. (Tam burda,filmin en iyi yerinde kesiyorum,sabah kaldığı yerden devam etsin diye bütün repliği)
Damlaya damlaya değil,yaza yaza çoğalsın hünerli şiirlerin.. Çoğalsın,çoğalsın bir okyanus dolusu yıldız düşsün saçlarına.. Cumartesi güzelliğinde çokça sevgilerimle..
şimdi zaman cumartesi ertesi şimdi kıskıvrak yakalamalı hüznü saçlarından...
taki yeni bir cumarteside yıldız tozlarını başımızdan aşağı boşaltıp fesleğen kokulu başka bir cumarteside kırılgan bir şiirin dizleri dibinde kesişinceye kadar yollarımız..
Günce yordamsız bir fikrin içini kendi içine döküşü biraz..karşıdan bakıldığında görünen karamsar olmayan fakat kırılgan bir serçe sancısı taşıyan bir dua belki.. belkide bir düş yolu maviden geçip yeşile sarılan..
yine ellerin dolu gelmişsin.. neresinden başlasam okumaya bir şiire yazılmış onlarca şiir ve koyulmuş yüzlerce ad gördüm satırlarında..
aslına bakarsan bir şiire koyulmuş isimden ziyade üstüne şiiri yazılmış bir isim Günce..
birazı soluk birazı kurşuni gri kelimelerle..
ne yazacağımı bilemediğimden uzattımda uzattım yine değilmi :)
demem o ki ben Günceyi sevdim
yağmur kadar gökyüzü kadar cumartesi kadar...
hadi şimdi serseri bir şarkıda uyuyakalalım. belli mi olur mavi bir düş çalarız belki geceden..