ÇİROZNAME
Kitap tanı beni karşılık
beklemeden Sev ki daha dönmemecesine Ben de biliyorum ki Ağır bir yük Sen de bilirsin hangi gönülde gün tılsmında Geç kalmış bir bahar geçiyor Kapımın önünden Yeşil mavi bir mazide Kırgınlığım beni alıp götürünce anladım ki düş düş içinde aldanıp gidiyor Yankılanıp çarpıyor Bir yüreğimin duvarına ses Bir çığlık ki sessiz Acımasız ağını örüyor zaman Yere çömelmiş üzüntülerle dolu Bilyelerini kaybetmiş bir çocuk gibi Ağlıyorum Güneşin ellerinde sakla yüreğimi buz tutmasın Yağmur Gülümse Bir buse ver Yaz günü çatlayan Toprakların Üstüne Ölüm ve yaşam Arasında Bir çizgide Dolaşıyor gün boyu Rahmet Merhamet Tanrının lütfuydu Eğer, Var ise yürekte Ne mutlu Koşuyor ömür dört nala Kovalıyor gün günü Sırrını ele vermiyor Asırlar geçsede gökyüzü Yüreğim sürgün Ölümüne bir sevda Gecesinde Ansızın kayboldum Bilinmezliğin içinde Ne günler sevdim Ne güneşler sevdim Günün içinde Güneş akşam üstü Terketti hepsini Yalın ayak bastım Toprağı titretti gün oldu Hiç bilmedi sevdiğimi Soluyor ömrümden Bir gün daha Eğilip toprağı Bir kez öptün mü Nar çiçeği açmış kıpkızıl Hiç kızıl bir kor ateşe Benzettin mi Yavaş yavaş uzadı günler Gurbet olmuş yükün yükün İnsafsız yürekler taş demir döküm Kara elmastan arta kalanları Gördün mü? Harman dolar Dert bir iki değil Yıldızlar gibi çoğalıyor her gün Güneş Tanrısı küskün Cellat ay’ı koparmış gökten Yıldız oynamıyor Gökyüzünde II Şehrin üstünde koyu bir duman Sicili kararmış fabrikalardan İnegöl şehri duman şehri Köfte şehri köftesi evine Girmiyor emeklisinin işçisinin Saltanatlı Mobilya şehri Derisini yüzecek taksitlisinin Şekersiz çaya talim Bir rüya değil gördüklerim Seçim yaklaştı Yaşarken bir kere halini sormayanlar Lokum götürüyor Belediyesi arkasından ölenlerin Yakınlarına baş sağlığına Kitap tanı beni karşılık beklemeden Sev ki daha dönmemecesine Ben de biliyorum ki Ağır bir yük Sen de bilirsin hangi gönülde gün tılsmında Geç kalmış bir bahar geçiyor Kapımın önünden Yeşil mavi bir mazide Kırgınlığım beni alıp götürünce anladım ki düş düş içinde aldanıp gidiyor ses Yankılanıp çarpıyor Bir duvara Acımasız ağını örüyor ölenin Sizi gidi oy avcıları Sizi gidi insan avcıları Millete okunmuş lokumları Yedirip medet umanlar Sizi gidi tilkiler Artık ölebiliriz ölmek bedava Nurten Ak Aygen 16.05.2015 |
Yağmur
Gülümse
Bir buse ver
Yaz günü çatlayan
Toprakların
Üstüne