İNSANCA YAŞAMAK
Havada süzüldü gün tılsmında
Ne gerçek ne yalan dı yaşadığımız Düş düş içinde aldanıp gidiyor ömür Bir baharı ki gelmeden geri kaçıyor Küle dönmüş gözlerinin içi feri yok gecelerin Hey! Yokluğunun koynunda ki gece Mavi denizlerin atlası sarı bulutlar Bölük pörçük gecenin ay karanlığı Durmaz bir umut kapıda kanat çırparken gün Sımsıkı kapatma perdeleri pencereleri Doğmuş gün girsin içeri Bir boşluk içinde deniz toprak kum Hava su kadar bilsen ne büyük Sürgün yüreğim sür git geçmişe Dönerse yerdeki gün biraz daha öte Toplayıp gitmek kolay değil ki Sen düşün güneşin o sıcak elini Arkadaş var bu gündüzün gecesinde Yarın yokluğundan hesap sormaya Bir yağmur sırasında düşen bir damla Gözyaşlarına karışınca anılar ıslak Sırılsıklam aşklar ve anılar cansız Sızlatıyor yüreğinde eski bir şarkı Düş düşünce yıldızların üstüne Kırılgan bir ses yağmurun hediyesi Bir su damlası bir Başak tanesi kadar kutsal bir sevgi Taze bir umut yeşerir dururdu sol yanda Toprağa düşen tohumdu emek ve sevgi İçimde ay, yıldızlar,güneş ve kızıl ateş Gökyüzünü boyamış çivit rengi bir mavilik Alaca karanlıklar yırtıyor sessiz geceyi Biçare sensizliğin sesinde mor dağlar Uzanmış sere serpe toprağa muhtaç Kaç hazan kaç mevsim kaç sene de bilinmez Büyüyor bir ağaç bir çocuk bir küçük tohum İhtimal yok! hepsi gerçek Ekmek gibi su gibi kutsal insanca yaşamak .. Nurten Ak Aygen 14.05.201 |