56 - Kırk Yıl Sonra / Yavuklum“çok haklısın Ayşedudu, sen hâlâ benim “ilk göz ağrım”sın inan ki; seni düşünmediğim bir günüm olmadı, sensiz bir anım geçmedi, rüyamda tek seni gördüm, gözümü senli sabahlara açtım ben hiç sensiz olmadım Ayşedudu…. bil ki ben seni hâlâ “mektebe müfettişler geldiğindeki gibi” aynı sıraya oturduğun o çacuğum.. hâlâ müfettişler gelecek de hani sen okula geleceksin diye bekliyorum ben hep orda, hep o çocuk kaldım Ayşedudu…. hasretindeydim ömrüm boyunca, inan ki ne güzelliğin, ne beni sevdiğin ne de başka şey derdindeyim dualarım hep mutluluğuna, sıhhat ve afiyetineydi ben hep senli dualardayım Ayşedudu…. beni affet, kıymetini bilmemek değil benimki; çaresizlik, elinden bir şey gelmemekti. zavallılık, çaresizlik kader ya da alnımızın yazısı, sanma! elimden gelecek bir şey vardı vardı da yapmadım takdir-i İlahi, duadan başka şey yapamadım Ayşedudu…. biliyor musun senden aldığım o iki mektubu hâlâ saklıyorum, hâlâ okur, öperim, ağlarım ama elimden ne gelirdi, ne yapabilirdim hâlâ el üstünde kalan bir orta mektep çocuğuydum alıp kaçsam, ne yapsam yanlış olurdu, ben sana yanlış yapamazdım Ayşedudu…. ama bu seni sevmedim demek değil ki; gözümde tüttün varsın benim olmasın ama mutlu olsun diye dualar ettim, içim yandı senli her haberde, duydukça, öldürdün duydukça, öğrendikçe, hissettikçe bildikçe mutsuzluğunu inan ki ben de yaşamadım, hayatımı sana adadım Ayşedudu… başına gelenlerin acısını beraber çektik, unutalım umurumuzda olmasın sen çok iyisin, huzurlusun, hala o okula gelemeyen kızsın şükürler olsun seni sağ salim buldum, boşunaymış korkum Allah’tan başka ne isterim, kara sevdam.. ilk göz ağrım ömrümce yavuklumdun, yavuklumsun yavuklum Ayşedudum! bil ki “ben dünyaya seni sevmeye geldim”, sevdiğimsin ve başka hiç ama hiçbir şey umurumda olmadı ömrümce sen benim birtanemsin, yavuklum, sevdiğim, güzelim canımsın, yeter ki sen de gülümse, ben hayatta olduğunu bile az önce yengem “sağ” dedi senin için .. Ayşedudumm…” daha neler neler valla bunları söylerken siğim siğim ağladı derken nası olduysa bu; sarıldı.. askerden dönen nası sarılır anasına … benim aklıma hep “ya biri görü(r)se” “ya biri çıkağelirse”den başga bişi gelmeyyo yaa.. oyusana var ya; “canımı acıtsın” isteyon hemi de.. .. “tırnakları geçsin tenime” .. “gollarım omuzlarım morarsın höyle” .. “ömr-ü hayatımın yılların hasiretiyne” …. “bere izleri ey(i) olmasın ömrümcene kırk yılın hıncını alrcasına” ? “nasıl bir sarılmaysa .. var gibi yok ğibi .. sankine geldiğini duyduğumdaki ğibi .. gene çaresiz öyle galağaldım” … “ben de sarılcağdım hanı ya” “ı ıhh” “ı ıhh valla, bizden geşmiş anam” “sanki hiş hayal mayal gurmamışıyın” “sanki hiş ürüyama girmemiş hiş düşümde görmemişi(yi)n” “-duralakdan saşlarımda bi ıslaklık yutkundu boğazına durdu ne deyceğse siğim siğim ağladı durdu ay bacım ağladığını boğazına bişiylerin düğümlendiğini nerden biliyon decen zevdeli olunşa biliniyoru … içine işlediği belli .. “-hiş buna can dayanır mı?” o habire bişiler dedi durdu kaşlar tefa; “-inşaallah Ayşedudum sağdır, huzurludur, mutludur diye dualar ettim hep, kendimi bildim bileli” .. “-şu an, çok bahtiyarım bundan daha güzel ne olabilir dualarım kabul olmuş çok şükür, çok şükür Allahım” … “-artık ölsem de gam yemem” dedi ben de “-ben de” dedim usulca eli yanaklarımda, elleri ıscacık saşlarımı yüzümü ovşadı durdu gı bi elleri var ya nası biliyon mu böbek teni ğibi pambık gibi yımışacıkk..” .. “Ismayıııllllll” samimiyet için teşekkürler |