İHTİYAR
Bir ihtiyar gördüm elinde bastonuyla zar,zor yürüyordu.
Beli bükülmüştü hafiften durakladı etrafa baktı. Salladı başını iki yana yavaşça. Bir kaç adım attı sendeledi düştü ah dedi sustu.. Vardım tuttum elinden kalkamadı vah dedi baktı. Güç bela doğruldu baktı bir şey diyecek oldu demedi. Amca yardım edeyim dedim salladı başını yok der gibi yürüyüp gitti. Peşi sıra gittim dönüp baktı durdu... Bitkindi halinden belliydi derince nefes aldı öylece kaldı bir zaman. Hiç konuşmuyordu bir kaç kelime dışında. Arkamı dönüp gidemiyordum. Tutmalıydım elinden ama nasıl. Yaklaştım yanına bey amca dedim baktı gözleri nemli. Tuttum elinden sımsıkı öptüm bir kaç kez başıma koydum baktı mahsunca. Sordum nereye diye bilmem dedi konuştu. Hadi gel bize gidelim diye davet ettim koptu ağladı,ağladı. Eve girdik oturdu köşeye.ürkek,garip ve yalnız bir adam. Bir zamanlar kimdi neydi kim bilir. Sofraya oturduk eli varmıyordu amca buyur dedim. Çayını koydum içti bir kaç bardak peş peşe şeker sizce. Uzandı sedire kapadı gözlerini uyudu delik sizce. Şapkası yerdeydi kaldırayım dedim içinde bir kaç resim birde not. Okudum notu resimlere baktım öylece kaldım yazık Öylece düşündüm sabah ezanı,idi vakit kalktı dönüp baktı. Bana müsade der gibiydi gözleri. Amca dedim döndü buyur evlat dedi kaldı öyle. Nereye diyemedim o dedi gitmem gerek. Kal burada sokaklar zordur dedim yutkundu. İçimdeki sokaklar çok sıkıyor be evlat dedi ve gitti. Bir veda gibiydı sözleri ihtiyarın bir o kadar anlamlı. Geçmişini,sevenlerni yada sevdiklerini hayal eder gibi buruk. Sokaklarda bir başına yaşlı ve suskun bir adam. Son nefes gibi.. Mehmet DEMİR |