Nal
Simlere boyalı suretin çimleri
gamzeler kuytu bir mahzenin köründe üşüşür, sırnaşır, sarmaşık olur çaresizlik yol istimlak edilmiş zaman rehinesi zaman puşt mu puşt bir eşkiya çirkefi savunur, gardını alır elemli yürek yürek ince kemiklerin koynunda narin ve kırılgan bir telaşın bıçak sırtında bekleyiş, koşu sonrası dört nala uzanan sarhoş bir at nalları vuslatsız törpülenen ümit, sancılı bir şarkının dinmez nakaratı sabır, hezimetin enkaz olmuş kabullenişi Boş bir odacıktır zihin, grilere boyalı yoktur, elde avuçta insanın sihirli asası kırılır yoncalar, kanar papatya hüzün bir sarmaşıktır bedene dolanan uçuşur göğünde rotasız kuşlar yaralanır, bilenir, ölür ve dirilir evler bir kabristandır şimdi hayat nefesler dolu bir merhalesizlik uçsuz bucaksız kader kısmet, haşarı bir bacaksız. |