yağmur
yorgun içilen kahvenin hatrı
birikir yılların dem çizgilerine namustur söz dillenmez öyle geçin isterseniz bu faslı nasılsa sükut saklar kelimeleri sorma neden taşıyorum hâlâ sırtıma saplanan paslı çığlığı gölgenin soluğu kesildiğinde ortaya dökülür semanın sırrı o vakit anlarsın kıymetli yükü kaç adım sonrası hayatın düzü yokuşta dinlenir kısır sancılar kaç tebessüm eder hüznün kardeşi yaşamak ne güzel derdin olunca serçenin ağıdı göğü sarmadan doldurun şefkatin havuzlarını vicdana susamış bu garip çağa merhamet dokunsun inceden hiç kesilmeden Murat Canbolat |
dertlerin çığ gibi olsa bile
tebrikler azizim